21 Temmuz 2010 Çarşamba

"9 ayda 1 trilyon dolar - 200 yılda 1 trilyon dolar"




ABD'nin sadece son 9 (yazıyla: dokuz) aydaki borçlanması 1 trilyon dolar (rakamla: $1.000.000.000.000-) imiş!

"Ne olacak ki, büyük memleket, her şeyin ölçeği bize göre büyük" diyenler olabilir.
Ama aynı ABD'nin kuruluşundan itibaren Reagan dönemi dahil iki yüz (rakamla 200) yıllık geçmişindeki tüm borçlanmasının da ancak bu dokuz aylık borçlnma kadar olduğu düşünülürse?
O zaman da "ne olacak ki, matbaa onların elinde. Adamların parası rezerv para istediği kadar basar" diyenler çıkacaktır. Onlara cevabım da şu olur: ABD eğer önceki iki yüz yıllık dönemde de bu dokuz aylık dönemdeki gibi davransaydı, parası rezerv olamazdı. Önceki dönemlerde başkaları bol borç borçlanırken, ABD böyle fütursuzca borçlanmadığı (harcamadığı) için parası rezerv idi. Ama şu an ABD'nin de kendi parası rezerv olmayanlar gibi davranıyor. Bunun sonuçları olmaz mı?
Evet soru bu: 9 ayda 1 trilyon dolar borçlanan bir ülkenin millii parası daha ne kadar süre rezerv para kalabilir?
Hani bi söz vardır: "Bir an için herkesi kandırabilirsiniz, bazılarını sürekli kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız."
Şu an sağlam rezerv para kandırmacasında hangi evredeyiz acaba?

20 Temmuz 2010 Salı

"Tobin Vergisi İşe Yarar mı?"

Habertürk Ekonomi Gazetesinin dünkü orta sayfa manşeti, İş Bankası Genel Müdürü Ersin ÖZİNCE'nin Tobin Vergisi uygulansın önerisiydi. HT bugün de başlıktaki soruyu tartışmaya açmış ve "Tobin Vergisi işe yarar mı?" sorusunu değişik "yorumcu"lara sormuş. Bugün diğer bazı gazetelerde de Tobin Vergisi haberleri var. (Örneğin Dünya)

Buıgünlerde medyada bu derece yaygın Tobin Vergisi tartışmalarını görmek, Tek Dünya Parası konusunda ümitlerimi artırıyor! Zira bundan çok değil daha on yıl kadar önce "mainstream" tiplerce ciddiye alınmayan, nasıl olsa uygulanamaz diye küçümsenen, akademik çalışma konusu yapılması dahi istenmeyen bir konu, bugün ülkenin en büyük bankalarından birinin genel müdürünün ağzından önerilebiliyor ve geçmişte, çok değil daha 1-2 yıl önce Tobin Vergisini üzerinde düşünmeye, konuşmaya değer bile bulmayan bazı "bukalemun" tipler, bugün Tobin Vergisini destekleyici açıklamalar yapabiliyor.

Tobin Vergisi önerisinin yaşadığı süreç, Tek Dünya Parası fikrinin geleceği açısından büyük ümit vericidir. Zira Tobin Vergisi de yıllarca küçümsenmiş, ancak şartlar o verginin ciddiye alınmasını gerektirmeye başlayınca durum değişmiştir. Nitekim on yıl önce Tobin vergisi hakkında yazılan doktora tezinin başındaki verilen, "büyük fikirlerin benimsenmesi yıllar, bazan yüzyıllar alır"cümlesi, bugün aynen kanıtlanmış olmaktadır!

Bugünkü ateşli tartışmalara rağmen Tobin Vergisi ancak ikinci en iyi çözüm olabilir. Asıl köklü çözüm Tek Paradır.

Dün Tobin Vergisini küçümseyenler, bugünlerde de Tek Para fikrini küçümsemekle meşguller. Ama eminim ki Tek Paranın da vakti gelecek (bakınız: yukarıda koyu-italik yzılan cümle!) ve bugün ciddiye almayanlar o gün Tek Para hakkında bizden çok ahkam kesecekler. Aynen bugün herkesten fazla ahkam kestikleri Tobin vergisi konusunu yıllarca küçümsediklerini unuttukları gibi...

Çok ibretlik günlerden geçiyoruz, çok!

16 Temmuz 2010 Cuma

İran petrolü BAE Dirhem'i ile satmayı düşünüyor!

Benim Business Intelligence- Middle East sitesinde okuduğum, onun Bloomberg'e, Bloomberg'in de Int. Oil Daily sitesine dayandırdığı habere göre, Iran petrolü Birleşik Arap Emirliklerinin (BAE) para birimi Dirhem ile satmayı düşünüyormuş!

Malum, İran zaten uzun zamandır petrolü USD yerine Euro ile satıyor, zaten ABD karşısında en büyük suçu da bence bu! Hatta petrolün euro ile işlem göreceği bir petrol borsası kurma çalışması yapıyordu ama ertelemişti. Şimdi de petrolü sattığı para birimini yine değiştirmeyi düşünüyormuş. Habere göre bunda etkili olan faktör, Batı'nın yeni yaptırımlar getirme planlarıymış. Bence bu kararda euronun "dengesizliği" de önemli bir faktördür.

Yalnız alternatif ararken Dirhemin tercih edilmesi enteresan. Zira mevcut yapısıyla Dirhem, USD'ye peg'li bir para, yani dolaylı olarak İran petrolünü yine dolar üzerinden satmış oluyor! İran'ın bu tercihi yapmasında Körfez Para Birimi yaratma çabalarının payı olabileceğini düşünüyorum. Nasıl olsa yakında yeni ortak para birimi yatarılacak, o zamana kadar Dirhem olsun, yenisi başlayınca da El-Haliç'e geçeriz, hatta belki İran bile kendi parasından vazgeçip o para birliğine geçmeyi düşünebilir, kim bilir? Bu da yaptırımları kırmanın bir yolu olur!

Diğer taraftan, alternatif para ararken TL'nin gündeme gelmemesi üzücü. Bizim Dışilerine söylesek, ekonomi bakanlarından daha fazla asılırdı muhtemelen petrol satışlarının TL ile yapılması konusuna ve öyle bir şey mümkün olsa TL gerçekten sınıf atlamış olurdu. Belki de Batı'nın yaptırım teşebbüsünde Türkiye'nin yeterince sağlam duramayacağını düşünerek TL'yi tercih etmemiştir.

Kimbilir belki ileride o da olur, İran petrolünü TL ile satar! Bugünlerde yaşanan olayların yaşanabileceğini daha bir kaç sene öncesine kadar kim tahmin edebilirdi ki? Yarın yaşanacakları da bugün doğru tahmin edemiyor olmamız insan psikolojisine gayet uygun bir durum! Bir bakımışız İran petrolü TL iloe satıyor, hatta İran-Türkiye ortak para birliği yaratıyor! Fazla mı hayal?

Ama nereden bakılırsa bakılsın, İran'ın bu kararı enteresan ve global ekonomideki mutlak hakimetin bir kez daha sorgulanmasını gerektiren bir şey.
Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.