27 Ağustos 2010 Cuma

Sarkozy: "Dolar rezerv Para Olmasın"

Ben haberi Finans Gündem internet sitesinde okudum, orijinaline ulaşırsam onu da belirtirim. Unutmadan not alayım istedim.
Haberin tamamı şöyle:


Dolar rezerv para olmasın


Sarkozy, alternatif para birimlerine daha büyük bir rol verilmesi çağrısı yaptı. 27 Ağustos 2010 Cuma Saat: 08:27

Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, G-20 üyesi ülkeleri global parasal düzeni reforme etmek için birlikte çalışmaya davet etti. "Kur hareketlerin müzakere etmek için yeni bir çerçeve tanımlamamız gerekli" diye konuşan Sarkozy, muazzam miktarda döviz rezervi biriktiren Çin olmadan kurlar konusunda konuşmanın saçma olacağını da ifade etti. Sarkozy, Fransa'nın G- 20'ye başkanlık edeceği Kasım ayındaki ajandasının en üst sıralarında değişken döviz ve emtia piyasalarına istikrar getirilmesi olduğunu da belirtti. ABD Doları'nın rezerv para olarak hakimiyetini azaltma yönünde bir ihtiyaç olduğunu savunan Sarkozy, alternatif para birimlerine daha büyük bir rol verilmesi çağrısı yaptı.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Hasan Ersel: "Ne Olacak Bu ABD'nin Hali?"

Hasan Ersel üstadın bugün Referans'taki yazısının başlığı, benim bu blogda hep söylediğim, hatta etiket haline gelen cümlem. Hoşuma gitti! Tabi bzim derdimiz ülke ve ya siyasetle ilgili olmadığı in ABD değil, dolar diye ifade ediyorum ama ABD=Dolar değil mi netekim? Biri olmadan diğeri anlam ifade eder mi?

Hatta Referans, Üstadın yazısını günün önemli haberlerinden biri olarak webde ana sayfadan da anons etmiş! Çok yeni ya da şaşırtıcı şeyler değil ama mainstream medyada yer bulmaya başlmaası bakımından anlamlı sayılabilir.


Ne olacak bu ABD'nin hali
16.08.2010 Hasan Ersel

13 Ağustos 2010 Cuma

Malezya'da 1 eyalet altın ve gümüş para basmış!

AP'nin haberine göre, Malezya'nın Kelantan eyaleti, yerel kullanım için altın Dinar ve gümüş Dirhem basmış!

Kelantan eyaletinin yönetimini 1990 yılından beri elinde bulunduran Malezya İslam Partisi, şer'i hukuk çerçevesinde altın ve gümüş para basmış! İlk aşamada 630 bin dolar değerinde altın ve gümüş para basılmış ve bu paralar eyaletin merkezindeki bin kadar mağazada işlem görecekmiş. Altın paralar (dinar) 180 dolar, gümüş paralar (dirhem) ise 4 dolar değerinde imiş. Yerel hükümet ayrıca kamyu görevlilerine isterlerse maaşlarının belli kısmını bu paralar cinsinden alma hakkı da verecekmiş.

Malaysian state introduces Islamic currency

Haberden, sözkonusu uygulamanın her ne kadar dini gerekçelerle yapıldığı anlaşılsa da, kanaatimizce uzun vadede "fiat currency" kavramının sorgulanmasına imkan sağlayacak bir laboratuvar ortamı sağlaması nedeniyle olumlu olacaktır. Zira Malezya'nın mevcut para birimi olan Ringitt'in uluslararası piyaslardaki dalgalanmalardan olumsuz etkilenmesine rağmen altın dinarın değerinin daha istikrarlı kaldığı müşahade edildikçe, itibari kağıt paraların itibarları daha kolay sorgulanabilecektir.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Greenspan: "Şimdiye kadarki en olağan dışı finansal krizle karşı karşıyayız" Günaydın!

Eski FED başkanı, bi zamanlar hep pembe tablolar çizdiği için "piyasa" tarafından pek sevilen, Maestro" falan denilen Greenspan bu sefer piyasaların alışık olduğu ve hoşuna gider şekilde konuşmamış. Gözüme çarpan haberin başlığı şöyleydi:

Greenspan says we now face 'the most extraordinary financial crisis ever seen'

Allah Allah, dünya tersine mi döndü? Greenspan'ın başına saksı mı düştü? Yoksa sırtında yumurta küfesi olmamasının rahatlığıyla hidayete mi erdi? gibi düşüncelerle haberin detaylarını okudum. Greenspan, Bush zamanında (tabi ki zenginlere) getirilen 2001 ve 2003 vergi indirimlerinin iptali gerektiğini söylemiş. Ama bunun borç parayla yapılmaması gerektiğini söylüyormuş. ABD hazinesi artık tuvalet kağıdını bile borç parayla aldığına göre, nasıl yapılacak? Tek yol kalıyor: daha fazla karşılıksız yeşil kağıt parçalarından basmak!

Greenspan, "ben de vergi indirimine taraftarım ama borç parayla değil" buyurmuş! Peki o kadar "Maestro" iktisatçı olmasına rağmen, o indirimler yapılırken görevde olduğu halde ABD bütçesinin durumunu ve sadece bir kaç sene sonrası için projeksiyonları görmüyor muymuş? Kendisi görevden ayrılıktan sadece 2-3 sene sonra ortaya çıkan manzarayı doğru öngöremeyecek kadar beceriksiz miymiş yani? Greenspan'ın bu önerisi bana bir zamanlar Beyaz'ın showunda canlandırdığı psikopat genç karakterini hatırlattı. Hani vardı ya, bir sürü şey isteyen, çoğu birbiriyle tutarsız ve birlikte gerçekleşmeleri imkansız ama yine de isteyen biri, o işte..

Merak ediyoruım, bir zamanların "Maestro"su, ABD ve dünya ekonomisinin içine düştüğü ve daha da kötü bir şekilde düşmesi kaçınılmaz olan durumda kendi sorumluluğunu ne zaman itiraf edecek? Ya da terk-i diyar etmeden kendi fahiş hatalarını itiraf edecek kadar samimi olabilecek mi? Henüz pek kimse dillendirmese de, ABD'nin içine düşmekte olduğu krizin ana mimarlarından biri "Maestro"dur. Kaderin cilvesine bakın ki hala ahkam kesen de o! Bugünlerde 84 yaşında olan Greenspan'ın bizdeki "nesildaşı" politikacılarla olan tavır-üslup benzerliği dikkate alınınca, herhalde o jenerasyonun karakteristiği o tavırlar diye düşünmemek elde değil!

NY Times haberindeki şu paragrafı aynen almak lazım:

I’m in favor of tax cuts, but not with borrowed money,” Mr. Greenspan, 84, said Friday in a telephone interview. “Our choices right now are not between good and better; they’re between bad and worse. The problem we now face is the most extraordinary financial crisis that I have ever seen or read about.”

Koyu-italik kısmın meali şöyle:

"Şu an önümüzdeki seçenekler iyi ile kötü değil, kötü ile daha beteri arasında bir tercih yapmak. Şu an yüzyüze olduğumuz problem, şimdiye kadar yaşanmış ya da hakkında bilgi sahibi olunan en olağan dışı finansal kriz."

Greenspan'ın bu cümlesini, "dibi bulduk, kriz geçiyor, ikinci dip asla olmaz" falan diyenlere ithaf ediyorum!

6 Ağustos 2010 Cuma

AGFLASYON geliyor mu?

Bu satırların yazarını tanıyanlar, tarım ürünlerinin mevcut fiyatlarını "inanılmaz derecede düşük" bulduğunu ve çok uzak olmayacak bir gelecekte birçok gıda maddesini şimdiye kadar alıştığımız fiyatlardan çok daha yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kalacağımızı düşündüğünü bilirler. Bu öngörü konusunda yalnız değil, günlük popüler "indi-çıktı" haberleri dalgasına kapılmayıp büyük resmi görebilen "aklı başında" birçok iktisatçı aynı şeyi düşünüyor. Yakın bir gelecekte tüm dünya halklarına büyük acı vermesi bekenen bu durumun adı da konulmuş durumda: Agriculture (tarım) kelimesinin "agri"si ile enflasyonun "flation"u birleştirilerek: AGFLATION. Sadece "AG"ı yeterli bulmayıp (ya da gümüşün kısaltması ile karışmaması için?) AGRIFLATION diyenler de var.

Nitekim, yarın bir gün yaşayacağımız yeni "flation"lar kapsamında örneğin altın fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle ortaya çıkacak enflasyona AUflation ya da Goldflation, gümüş fiyatlarındaki artışın neden olacağı fiyat artışlarına da AGflation denmesi durumunda tarım ve gümüş enflayonu kafa karıştırıcı olabilir. Keza, tarım enflasyonunun yan komşusu olan STAGflation durumunda da AG ile ST-AG içindeki AG da karışıklık yaratabilir.

Şahsen AGRIflation ibaresi bana daha uygun gelse de, basit bir Google aramasında, Agriflation için sadece 582 sonuç dönerken, AGFLATION kavramı için 88400 sonuç gelmesine bakılırsa, bu kavram yerleşecek gibi. Ayrıca Wikipedia'da ve Investopedia'da tanımı verilen kavram da Agflation olmuş. Roubini'ye göre, AGFLATION ibaresini ilk kullanan the Economist olmuş. "Seeking alpha" blogundaki bir yazıya göre terimin mucidi Raymond James Chief Strategisti Jeff Saut imiş.

Bizde var mı diye baktığımızda, Kutsal bilgi kaynağına ve TDK sözlüğüne henüz girememiş her iki terim de! Gelişmeler bu hızla devam ederse, henüz duymamış olanlar da yakında duymaya başlarlar...

Roubini de Agflation ibaresini kullanmış. Wiki ve investopedia tanımları dışında daha iktisadi açıklama isteyenler Roubini'nin sitesindeki açıklamalara bakabilirler.

***

Neyse, mevzuya dönersek, dün medyaya düşen bir haber, "yoksa o süreç beklediğimden daha erken mi başlayacak?" diye düşünmeme neden oldu. Merdyaya düşen habere göre; Rusya, bu seneki aşırı sıcaklar nedeniyle ortaya çıkan kuraklık ve bazı geniş arazilerde yaşanan yangınlar sonucu tahıl rekoltesi düşük beklendiğinden buğday ihracatını durdurma kararı vermiş. Tabi bu haber anında buğdayın vadeli fiyatlarını fırlatmış, buğday fiyatı uluslararası piyasalarda dün son iki yılın zirvesine çıkmış, bugün %6 daha yükselmiş.

Buğdayın uluslararası fiyatının birkaç gün içinde 800 dolar/ton üstüne çıkması son yıllardaki trend dikkate alındığında inanılmaz bir durum. Bu rakamın karşılığı, 1.2 TL civarında. Tabi seviyelerde kalırsa! Bu seviye bile şimdiye kadar türkiye'de hiç görülmemiş bi fiyat. Oysa bizim çiftçimiz daha bir ay önce hasadını 40-45 kuruştan sattı! Üstelik bu sene (Rusya gibi) Türkiye'de de buğday verimi düşükmüş, ama farklı bir nedenle: Mayıs-Haziran-Temmuzdaki aşırı yağışlar buğdaya zarar vermiş. Daha bair kaç gün önce görüştüğüm bazı çiftçiler verim düşüklüğünden yakınıyordu. Bir kaç güne kadar buğday fiyatlarının bizim piyasada da geldiği seviyeleri görünce üzüntüleri daha da artacak, ürünlerini 40-45 kuruştan vermek zorunda kaldıkları için. Çiftçiler için çok moral bozucu bir durum. Haklılar da. Zira "finansal terör çağı" zevale ulaştığı dönemde sadece kendi piyasasına değil, tüm dünya ekonomilerine, o piyasalarla hiç işi olmayan köydeki çiftçiye bile zarar veriyor...

Keşke bugün moral bakımından dibe vurmaya yakın olan çiftçilere dişlerini sıkmaları için moral ve bu dönemi atlatmaları biraz kaynak verme imkanı olsa. Zira bu bir kaç yılı kazasız belasız atlatmayı başaranlar için ciddi kar dönemi gelecek, zira fiyatlar bu seviyelerde de kalmayacak ve "finansal teröristler" kendi kendilerini imha edecekleri için yaptıkları manipülasyonlarla reel sektöre zarar verme güçleri de olmayacak. Ama o güne kaç kişi sağ-salim, kazasız-belasız ulaşabilecek? işte soru bu!
Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.