Bu satırların yazarını tanıyanlar, tarım ürünlerinin mevcut fiyatlarını "inanılmaz derecede düşük" bulduğunu ve çok uzak olmayacak bir gelecekte birçok gıda maddesini şimdiye kadar alıştığımız fiyatlardan çok daha yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kalacağımızı düşündüğünü bilirler. Bu öngörü konusunda yalnız değil, günlük popüler "indi-çıktı" haberleri dalgasına kapılmayıp büyük resmi görebilen "aklı başında" birçok iktisatçı aynı şeyi düşünüyor. Yakın bir gelecekte tüm dünya halklarına büyük acı vermesi bekenen bu durumun adı da konulmuş durumda: Agriculture (tarım) kelimesinin "agri"si ile enflasyonun "flation"u birleştirilerek: AGFLATION. Sadece "AG"ı yeterli bulmayıp (ya da gümüşün kısaltması ile karışmaması için?) AGRIFLATION diyenler de var.
Nitekim, yarın bir gün yaşayacağımız yeni "flation"lar kapsamında örneğin altın fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle ortaya çıkacak enflasyona AUflation ya da Goldflation, gümüş fiyatlarındaki artışın neden olacağı fiyat artışlarına da AGflation denmesi durumunda tarım ve gümüş enflayonu kafa karıştırıcı olabilir. Keza, tarım enflasyonunun yan komşusu olan STAGflation durumunda da AG ile ST-AG içindeki AG da karışıklık yaratabilir.
Şahsen AGRIflation ibaresi bana daha uygun gelse de, basit bir Google aramasında, Agriflation için sadece 582 sonuç dönerken, AGFLATION kavramı için 88400 sonuç gelmesine bakılırsa, bu kavram yerleşecek gibi. Ayrıca Wikipedia'da ve Investopedia'da tanımı verilen kavram da Agflation olmuş. Roubini'ye göre, AGFLATION ibaresini ilk kullanan the Economist olmuş. "Seeking alpha" blogundaki bir yazıya göre terimin mucidi Raymond James Chief Strategisti Jeff Saut imiş.
Bizde var mı diye baktığımızda, Kutsal bilgi kaynağına ve TDK sözlüğüne henüz girememiş her iki terim de! Gelişmeler bu hızla devam ederse, henüz duymamış olanlar da yakında duymaya başlarlar...
Roubini de Agflation ibaresini kullanmış. Wiki ve investopedia tanımları dışında daha iktisadi açıklama isteyenler Roubini'nin sitesindeki açıklamalara bakabilirler.
***
Neyse, mevzuya dönersek, dün medyaya düşen bir haber, "yoksa o süreç beklediğimden daha erken mi başlayacak?" diye düşünmeme neden oldu. Merdyaya düşen habere göre; Rusya, bu seneki aşırı sıcaklar nedeniyle ortaya çıkan kuraklık ve bazı geniş arazilerde yaşanan yangınlar sonucu tahıl rekoltesi düşük beklendiğinden buğday ihracatını durdurma kararı vermiş. Tabi bu haber anında buğdayın vadeli fiyatlarını fırlatmış, buğday fiyatı uluslararası piyasalarda dün son iki yılın zirvesine çıkmış, bugün %6 daha yükselmiş.
Buğdayın uluslararası fiyatının birkaç gün içinde 800 dolar/ton üstüne çıkması son yıllardaki trend dikkate alındığında inanılmaz bir durum. Bu rakamın karşılığı, 1.2 TL civarında. Tabi seviyelerde kalırsa! Bu seviye bile şimdiye kadar türkiye'de hiç görülmemiş bi fiyat. Oysa bizim çiftçimiz daha bir ay önce hasadını 40-45 kuruştan sattı! Üstelik bu sene (Rusya gibi) Türkiye'de de buğday verimi düşükmüş, ama farklı bir nedenle: Mayıs-Haziran-Temmuzdaki aşırı yağışlar buğdaya zarar vermiş. Daha bair kaç gün önce görüştüğüm bazı çiftçiler verim düşüklüğünden yakınıyordu. Bir kaç güne kadar buğday fiyatlarının bizim piyasada da geldiği seviyeleri görünce üzüntüleri daha da artacak, ürünlerini 40-45 kuruştan vermek zorunda kaldıkları için. Çiftçiler için çok moral bozucu bir durum. Haklılar da. Zira "finansal terör çağı" zevale ulaştığı dönemde sadece kendi piyasasına değil, tüm dünya ekonomilerine, o piyasalarla hiç işi olmayan köydeki çiftçiye bile zarar veriyor...
Keşke bugün moral bakımından dibe vurmaya yakın olan çiftçilere dişlerini sıkmaları için moral ve bu dönemi atlatmaları biraz kaynak verme imkanı olsa. Zira bu bir kaç yılı kazasız belasız atlatmayı başaranlar için ciddi kar dönemi gelecek, zira fiyatlar bu seviyelerde de kalmayacak ve "finansal teröristler" kendi kendilerini imha edecekleri için yaptıkları manipülasyonlarla reel sektöre zarar verme güçleri de olmayacak. Ama o güne kaç kişi sağ-salim, kazasız-belasız ulaşabilecek? işte soru bu!
Trump’s plan to build houses on federal land, explained
-
Donald Trump’s impending second term has sparked discussions about
addressing the housing crisis by building new homes on federal lands.
1 saat önce