30 Aralık 2010 Perşembe

"Estonya Euro’ya geçiyor, diğerleri sırada bekliyor"

Hürriyet'te önceki gün yayınlanan haberin başlığı böyleydi.

Estonya Euro’ya geçiyor, diğerleri sırada bekliyor

Tek Para'ya geçişte önemli bir adım, öncelikle toplam para birimi sayısının belli para bölgeleri etrafında toplanarak azaltılmasıdır. İkinci aşamada o paralar da birleşerek sayı bire kadar inecektir. Dolayısıyla, ilk aşamada Euro, Dolar, Yen, Dinar (ya da el-Haliç) gibi para bölgeleri etrafında kümelenerek itibari milli para birimi sayısının azaltılması, Tek Para'ya gidişte gayet sağlıklı bir adımdır.

Diğer taraftan, Estonya'nın 2011 başından itibaren Euro'ya geçmesi, zamanlama olarak da oldukça manidar! Zamanında kendileri ayaklarını yorganına göre uzatmayıp, olmayan paraları (ya da torunlarının refahını) erkenden harcayan bazı ülkelerin politikacıları, sırf kendi hataları yüzünden memleketlerinin düştüğü durumun sorumluluğunu euroya yükleme çabalarının olduğu bir dönemde Estonya'nın bu adımı atması daha da anlamlıdır.

Çok sevdiğim bi sözle bağlamak gerekirse, "büyük fikirlerin benimsenmesi yıllar, bazan yüzyıllar alır."

PIMCO: "ABD rezerv para statüsünü koruyacak"!

Portföyündeki ABD devlet tahvillerini elinden ilk çıkarmaya başlayan fon olan PIMCO, ABD rezerv para statüsünü korumaya devam edecek demiş!

US will keep reserve currency status, says Pimco
Source: BI-ME with Bloomberg , Author: Posted by BI-ME staff
Posted: Thu December 30, 2010 4:00 pm

Ama bu statüyü korumak için bahsettiği dönem, "2011"! Yoksa, 2011'de bile kaybedeceğini düşünenler, söyleyenler mi oldu yoksa, yakalayamadım. Bu görüşün gerekçesi de, "dünyadaki 9 trilyon dolar büyüklüğündeki rezervi Çin'in henüz absorbe edebilecek durumda olmamasına bağlamış.
Buradaki kritik ifade;


“Rising powers such as China are not yet ready to absorb the $9 trillion in reserve assets the world holds, ..."
Yani, henüz, ya da şimdilik hazır değil. Ama bu gidişle çok uzak olmayan bir vadede hazır olacak.

***
Ama bu lafları okurken, Bloomberg-HT'de, SPK Başkanının "dolar sallanıyor, istikrarlı bir rezerv bulunana kadare altın çok daha yukarılara gidebilir" dediğini dinlemek, enteresan bir tecrübe oldu 2010'un sondan ikinci gününde..

16 Aralık 2010 Perşembe

Mundell: "21. yy'da daha az para bölgesi lazım"

Geçen hafta perşembe günü İMKB'nin 25. kuruluş yıldönümü müsnasebetiyle yapılan törenler kapsamında Nobel'li İktisatçı Robert Mundell Haliç Kongre Merkezinde bir konuşma yapmıştı.

Gerek programın "iki saat kadar" sarkması sonucu Mundell'in konuşmasının öğle yemeğini bile geciktirecek bir saate denk gelmesi ve gerekse Mundell'in artık yaşının "kemale" ermesinin ya da onun için yeterince önem verdiği bir konuşma olmamasının etkisiyle tekrarlara düşmesi nedeniyle o kadar heyecan verici geçmese de, konuşmasının sonunda bana göre önemli üç mesaj verdi:

1- Daha az sayıda para bölgesi, daha çok sayıda para bölgesine göre daha iyidir. Meali: para birimi çeşidinin azalması lazım.

2- 21. yüzyılda uluslararası bir lender of rlast resort ihtityacı var. Meali: dolar nihayet bir ülkenin milli para birimi ve kendi ülkesinin işine geldiği şekilde kullanılan bir para. Güzel havalarda verilen şemsiye, yağmur yağarken ROW'a verilmeyebilir, ABD'nin keyfine kalmış ve şimdiye kadarki bazı tecrübeler bunun öyle olduğunu, dahası, giderek daha fazla öyle olacağını gösteriyor.

3- 21. yüzyılda yeni bir rezerv para birimine ihtiyaç var. Meali: dolar görevini layıkıyla yerine getirmiyor. Onu işten atıp işe başkasını almak lazım!

Euro'nun fikir babası olan Mundell'in Euro'nun bugünlerde geldiği noktadan memnun olması veya projeksiyonlarına eskisi kadar rahat itibar edilmesi konjonktürel olarak zor olsa da, bu üç husus not edilmesi gereken önemde bence.

15 Aralık 2010 Çarşamba

Yunanistan Drahmi'ye geri dönecekmiş! (Zaten Elvis de dönecek!)

Bugünkü gazetelerde, Yuaunsitan'ın Drahmi'ye geri dönüşü tartışmaya açtığına ilişkin haberler vardı. (Bazıları içib bkz. Hurriyet, EurActiv, Taraf)

AA kaynaklı habere göre;

Haftalık “Veto” gazetesi “Yunanistan’ın euro’dan çıkması ve yüzde 30 develüasyonla drahmiye dönmesi” senaryosunu manşetine taşırken 2002 yılında tedavülden kalkan 1000 drahmideki tanrı Apollon’un yerine fotomontajla Başbakan Yorgo Papandreu’nun resmini koydu.

Yani %30 devaluasyon yaptıktan sonra, Euro yerine kendi bastığı renkli kağıtları verecek ve krizden çıkacak! Şimdiye kadar yenmiş olanlar da yanına kar kalacak?

Sıkıntıya düştükçe suçu Euro'ya atan Avrupalıları, kendisi tamahkar hesaplarla kredi kullanıp terse düşüp battıktan sonra "bana usulsüz kredi kullandırdılar" diye kredi vereni şikayet eden tiplere benzetiyorum. Sanki gırtlağını sıkarak zorla kredi verdiler... Kredi alırken niye şikayet etmedin, bana usulsüz kredi kullandırıyorlar diye de battıktan sonra şikayet ediyorsun?

Ama euro yüzünden krizi çözemiyoruz diyenlerin durumu asıl, "vergi kaçıramıyorum" diye hayıflananlara benziyor. Euro olmasa onlar da renkli kağıt parçalarını basıp basıp piyasaya verecekler ve krizi aslanlar gibi çözmüş olacaklar! Sanki kriz zaten olmayan paraların harcanmasından çıkmamış gibi, olmayan paraları basarak krizi çözecekler.

Hep söylüyorum. Likidite vermek, eğer kriz bir likdite krizi ise işe yarar. Ama şu anki kriz likidite krizi değil ki! Basit bir iflas durumu! Müflise likidite vermek ise, dipsiz kuyuya para atmak gibidir. Kaçınılma akıbeti sadece geciktirir ve maliyetini yükseltir. Hepsi o!

İzlemeye devam! Saat işliyor, borçların vadesi yaklaşıyor!..
Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.