konuda biz de ahkam kesmezsek olmaz!
Geçen cuma akşamı Amerikan rating kuruluşu SP ABD'nin uzun vadeli kredi notunu doksan küsur sene sonra ilk kez AAA seviyesinden AA+ seviyesine indirdiğini açıkladı. Zaten bu açıklama öncesinde tüm dünya borsaları inişe geçmişti (tüm dünya SPK'larına iyi iş yükü
çıkar bu işten. Global insider trading!), bu hafta başından beri de piyasalardaki çöküş aynen devam etmekte. Son yıllarda bol keseden basılan karşılıksız dolarlar sayesinde sadece güneşli günlere alışkın olanlar, bugünlerde biraz yağmur görünce şaşkın vaziyetteler. Oysa bu blogda
tarihe not düşmeye çalıştığımız noktalar dikkate alındığında hiç de şaşırtıcı değil son günlerde olanlar. Hatta şunu da çok rahat iddia edebilirim ki, bunlar daha iyi günler! Öyle olmasını istediğim için değil, ama mevcut semptomların işaret ettiği hastalığın sonraki aşamaları kaçınılmaz bir şekilde onu gerektirdiği için...
S&P, ABD'nin kredi notunu indirmeden önce "görünümünü negatife almış"tı zaten. "Ben demiştim" demeyi sevmem (zira Cassandra Sendromu gereği o lafın söylendiği an, acının üçüncü kez yaşandığı zamandır). Ancak bu blogda 19 Nisan 2011'de düştüğüm notta, zaten bu indirimin %100 olduğunu yazmıştım. Hatta beklenenden bile erken oldu!
Standart and Poors dün sürpriz yaparak ABD'nin kredi görünümü negatife çevirmiş. ABD, AAA notuna sahip olanlar içinde, negatif görünümlü tek memleket olmuş!S&P'nin açıklamasından beri ABD yetkilileri ve kraldan çok kralcıların tepkileri, S&P'nin burnundan getirmiştir bu kararı. Adeta bir dövmedikleri kaldı. Not indirimini geri alması için ümitsizce baskı yapıyorlar. S&P de mahcup bir şekilde, "ABD bütçe açığını azaltırsa, mali dengesini kurarsa, kararı geri almayı düşünürüz" falan demek zorunda kalıyor. Bugünlerde herkes kralın çıplak olduğunu görmek yerine, S&P'ye yüklenmeyi tercih ediyor. Not indirerek S&P'nin itibar kaybettiğini söylüyorlar. Onu zaman gösterecek. Ben yukarıdaki alıntıda koyuya boyadığım ifadenin hala arkasındayım. Ama onun da doğruluğunun teyidi için zaman lazım. (Yine Cassandra Sendromu!)
Dikkatinizi çekerim, herangi bi memleket değil, dünya tarihinin 20. yüzyılına damga vurmuş, halen de rezerv para biriminin sahibi olan ülkenin kredibilitesinden bahsediyoruz.
Bu hareketi farklı yorumlayanlar var. Bazı dostlar, S&P'nin yanlış yaptığını, fil ile pireyi aynı kefeye koyduğunu ve bu nedenle S&P'nin kredibilite kaybedeceğini düşünüyor. Bana göre ise bu hareket, artık mızrak'ın çuvala sığmadığının göstergesi. Yine bana göre, S&P bu konuda öncü olduğu için kredibilite kaybetmez, bilakis kazanır. Zira, er geç diğerleri de aynı hareketi yapacak! S&P, ratingcilerin klasik haraketi olan çok geç kalmayı, ABD konusunda diğerlerine nazaran biraz daha kısa tutmuş oldu.
Eğer S&P'nin bu kararı, gelecek yıl yapılacak Amerikan başkanlık seçimlerinde Obama'yı bitirmeyi planlayanlara destek olma amacı taşımıyorsa (olamaz mı diyorsunuz?), bugünlerde S&P yetkililerinin yerinde olmak istemezdim. Hırsıza neden çaldın diye sorulmayıp, polise neden yakaladın diye kızılmasının acısını bilirim.
Bu not indiriminin fiilen fazla etkisi olmamasına rağmen bu derece sert tepki verilmesinin bir nedeni de, bence, Moody's ve FITCH'in kulağını yol yakınken çekmek için. Bu şekilde onları sindirerek, S&P'nin ardından gitmelerini engellemek giderek daha önemli hale geliyor. Zira, tek rating firmasının verdiği not, yatırım kararlarında yeterli olmuyormuş, en az iki firmanın o notu vermesi gerekiyormuş. Dolayısıyla, Moody's ve FITCH'in notları AAA seviyesinde kaldığı sürece sorun yok. Şu an bütün strateji, bir taraftan S&P'yi itibarsızlaştırırken, diğer taraftan da diğer iki Amerikan rating firmasının not indirmesini engellemek şeklinde görünüyor.
Aslında bu kredi not hikayesi de Batı'nın ne kadar benmerkezci ve dar görüşlü olduğunun yeni bir göstergesi oldu. Zira dünyadaki rating firmaları ABD'nin üç silahşorlarından ibaret değil. Kendilerinden olmayanları adam yerine koymayıp itibarsızlaştırarak sadece kendi borularını öttürmeyi bugüne kadar başardılar ama bundan sonra işleri daha zor. Zira artık güç dengeleri değişiyor.
Mesela, geçen hafta (3 Ağustos 2011 tarihinde) S&P'den önce, Çin'li rating firması Dagong, ABD'nin kredi notunu A+'dan A'ya indirmiş ve görünüm nehatif demişti. (Çinli ratingçi nezdinde ABD'nin itibarı bu indirim öncesinde de AAA değildi!) Bu indirim hakim medyada küçük haberlere konu olsa da üzerinde pek durulmadı. Hatta, bu indirim haberi, "ABD'nin borç tavanı artırılmasına rağmen" ve "Moody's ve FITCH'in AAA'yı teyit etmesine rağmen gelmesi detayları ile birlikte verilerek, klasik itibarsızlaştırma politikası da uygulanmıştı. Hatta bizim yerli medyada bile "Komunist Çin'in rating firması bağımsız olur mu?" sorusuyla birlikte verilerek Amerikan ağzı tercih edilmişti.
Ancak zaman geçtikçe görülecek ki, esasında Çin'li rating firması, yaptığı işte ABD'nin "bağımsız" üç silahşorlarından çok daha başarılı. Zira birkaç yıl sonra geriye dönük yapılacak bir çalışma ile, Çin'li firmanın verdiği notların, ABD'li "bağımsız" ratingçilerin ilerleyen zamanlarda kaçınılmaz bir şekilde vereceği notlara öncü gösterge olduğu ortaya çıkacak. Diğer bir ifade ile, ABD'nin "bağımsız" rating firmaları da her zamanki gibi gecikmeli şekilde Çin'li firmanın verdiği notları verecekler. S&P'nin yaptığı, sadece bu gecikme süresini bu defalık biraz kısaltmaktan ibarettir.
Şimdi merak edilen, AAA ratingini kaybedecek sıradaki batılı ülke hangisi olacak? Fransa'nın AAA derecesinin tehlikede olduğuna ilişkin haberler şimdiden çıkmaya başladı bile. İngiltere de ABD ile her zaman beraber olmuştur. Anglo-Sakson dayanışması gereği, anca beraber, kanca beraber! İzlemeye devam edelim. Çok heyecanlı...
Bu yazıyı da 19 Nisan 2011 tarihli yazının son cümleleri ile bitireyim. S&P'nin %33 ihtimal verdiği durum, sadece üçbuçuk ayda gerçekleştimiş oldu!
S&P %33 ihtimal vermiş downgrade için. El-Erian %50 ihtimal vermiş. Ben %100 diyorum. Şu an yapılan sadece vadeyi uzatmak, mukadderatı geciktirmeye çalışmaktan ibarettir. Ama kadere faydası yoktur! Sadece o arada birileri topu
başkalarının kucağına bırakacak zaman kazanır ve asıl sorumlular kendilerini kurtarmaya çalışırken dünyanın ödeyeceği maliyeti büyütürler. Biz de seyrederiz!
Acıyla...
Edit (17.08.2011): Sabah ofise gelirken NTV Radyo'daki haber aynen şöyleydi: "Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ABD'nin AAA olan notunu indirmedi" . Artık ABD'nin notunun inmemiş olması haber oluyorsa, bu iş bitmiştir. Hani derler ya, köpeğin adamı ısıması ha-ber değildir ama adamın köpeği ısırması haberdir diye. demek ki artık ABD'nin notunun indirilmemesi haber oluyor. Hayırlı olsun!