31 Temmuz 2009 Cuma

NAFTA ve AMERO hakkında linkler


Amero hakkında kısa bi araştırmada farklettiğim bilgilerin linklerini aşağıda özetlemek istiyorum:

Öncelikle Wikipedia'dan NAFTA ve Amero hakında güzel bir özet:
Amero hakkında kapsamlı bir site:
ebay'den Amero satın almak mümkünmüş!
Amero hikayesi gerçektir diyen bi makale:
Googlevideo'da Ameroya ilişkin videolar (31.07.2009 itibariyle 1330 adet!):




Gelirin gıdaya ödenen kısmı tarihi dipte!





Yukarıdaki linkte yer alan makaleye göre, ABD'de gıda harcamaları 1929 bunalımından beri tarihi dipteymiş.



Bunun anlamı ne? 1929 bunalımı sırasında gelirin yaklaşık dörtte biri gıdaya harcanırken, bugünlerde gelirin onda birinden bile daha az kısmı beslenmek için yetiyormuş! Yazar bunu ABD halkının zenginleşmesine bağlıyor.





Şurada ise, yukarıdaki grafiğe itiraz var:




Eleştiri konusu, ABD'de fakirliğin ne kadar arttığı, gelir dağılımın ne kadar bozulduğunun dikkate alnmamasına ilişkin.


Aşağıdaki gıdayla ilgili bir sitede de, son zamanlarda herkes enflasyondan ve tüketici fiyatlarının artışından şikayet ederken, sokaktaki gerçeklerle uyuşmayan bu haberin yayınlandığı biraz da hayret ve kinayeyle belirtiliyor:




Benim itirazım ise daha farklı bir açıdan. Bir alttaki altın-gümüş paritesi ile benzerlik kurulursa, gıdaya yatırım yapmak lazım denmez mi? Zira teknik olarak fiyatların uzun vadede tarihi ortalamalara yükselmesi beklenir! (yazarın argümanıyla ifade edilirse, ABD halkı zenginleştiği için oran düşük ama bu durum sürdürülebilecek mi?)


Peki o nasıl olacak?


a- ABD'de gıda fiyatları yükselecek


b- ABD'de hanehalkı gelirleri çok düşecek, gıdanın toplam gelir içindeki nispi ağırlığı artacak.


Acaba hangisi daha ağırlıklı olacak?









Altın mı gümüş mü?

Son günlerde giderek daha fazla kişi dolara karşı hedge ihtiyacından bahsederken ilk akla gelen alternatif altın oluyor. Aşağıdaki linkte 1300'lerden bugüne altın-gümüş paritesi verilerek, gümüşün altına karşı tarihi diplerde olduğu vurgulanıyor ve gümüşün daha iyi bir alternatif olduğu vurgulanıyor

http://prudentinvestor.blogspot.com/2009/07/goldsilver-ratio-from-1300-to-1900and.html



Shared via AddThis

ABD'de konut piyasası dibi gördüp yukarı döndü mü?

Bugünlerde piyasalarda her şey tozpembe. Hele hafta içinde ABD'de birinci el konut satışlarının arttığına ilişkin verilerden sonra "tamam, artık grafikler yukarı döndü, dibi geçtik" söylemleri genel kabul görmeye başladı.

Hakim medyada sesi çok çıkanların söyledikleri ile yetinmek istemeyenler için aşağuıda güzel bi değerlendirme var:


Has the Housing Market Really Hit Bottom, or Is It Headed for Another Collapse?
By Jason SimpkinsManaging EditorMoney Morning


http://www.moneymorning.com/2009/07/30/housing-market-bottom/



30 Temmuz 2009 Perşembe

Altın almanızı kim, neden istemez?

http://www.goldworld.com/articles/gold-suppression-theory/436

Yukarıdaki linkte, yatırımcının altın almasını istemeyecek altı kuruluş şöyle sıralanmış.

1- Yatırım bankaları

2- Amerikan hükümeti

3- FED

4- Hakim medya

5- Amerikan şirketleri

6- Amerikan Vergi İdaresi (IRS)

gerekçeleri ve detaylar yazıda.

Amero'nun şimdiden sahtesini bile yapmışlar!

Amero mevzuunun bu kadar ilerlemiş olduğunu bilmiyordum.
Amero'nun blogu bile varmış.
Bloguna şöyle bi göz atınca, sahtesini bile yaptıklarını ve aman sahtesine dikkat edin diye uyraının yer aldığını gördüm!

http://ameroblog.blogspot.com/

29 Temmuz 2009 Çarşamba

"ABD'nin borcu 53 trilyon dolar"

12 Şubat 2009 tarihli bu videoda Terry Coxon, ABD'nin gerçek borcunun şartlı ödemeler dahil 53 trilyon dolar olduğunu söylüyor.

Birkaç gün önce eklediğim bi yazıdaki rakam daha büyüktü!

http://www.youtube.com/watch?v=uEcdL2yXexE&feature=related

FED'in 9 trilyonu kayıp!

http://www.youtube.com/watch?v=mO3GpzWfppo&feature=player_embedded

"Bilanço dışı işlemler" borç olmuyor mu?
İtalya-İsviçre sınırında yakalanan ve "resmi" açıklamalarda sahte olduğu iddia edilen yarım trilyon dolarlık Amerikan bonoları da "bilanço dışı işlem miydi?" diye düşünmeden edemedim!

"Hal Turner'ı serbest bırakın"

Bir videoda
(http://www.youtube.com/watch?v=Tvz1ptcQ5AY&feature=related)
tesadüfen rastladığım "Amero" para biriminin resimlerinin Hal Turner'ın web sitesinden alındığı belirtiliyordu. Al Turner'ın blogu da vardır herhalde diye ararken, onun web ve blog sayfalarının artık aktif olmadığını, hatta kendisinin de bugünlerde hapiste olduğunu, hayranları tarafından da "Hal Turner'ı serbest bırakın" adıyla bir blog sayfası açıldığını farkettim.


http://free-hal-turner.blogspot.com/

Dolara laf etmek tekin iş değildir, orası malum! Ama bu kadar bariz ve bu kadar sert tepkiye doğrusu şaşırdım.
Zira, madem bu amcamın söyledikleri komplo teorisi, neden üstünde duruluyor ki?
Neden bu kadar korkuluyor bu amcamın söylediklerinde? Eğer gerçek değilse!

Obama on North American Union and new money in 2010 called the AMERO

http://www.disclose.tv/viewvideo/5487/OBAMAS_RESPONCE_TO_THE_AMERO/



Seçilmeden önce bir toplantıda bir vatandaş Obama'ya soruyor:
- ABD, KAnada ve Meksika'nın birleşerek Kuzey Amerika Birliği'ni kuracağı doğru mu?
- Kuzey Amerika Birliği kurulduktan sonra doların çöpe atılarak yerine AMERO adıyla yeni bir para birimi getirileceği doğru mu?

Dünyanın öbür tarafındakiler "dolara iman etmeye" devam ederken, merkezindekilerin tartıştıkları konulara dikkat!

AMERO - Hal Turner



ABD'de bir radyo programcısı iken ele geöçirdiği bir sır nedeniyle işinden olduğunu söyleyen Hal Turner, işten atılma nedeninin, ABD hükümetinin doların değersizleşeceğini öngörerek şimdiden alternatifi olan "Amero" para birimini bastığı ve hatta Çin Kalkınma Bankasına (elinde tuttuğu dolar varlıklarına karşılık 800 milyar Amero gönderdiğini söylüyor.
Komplo teorisi denlerek kolayca çizilip atılabilecek ama üzerinde durulmaya değer şeyler söylüyor.





28 Temmuz 2009 Salı

"Doların gerçek değeri neredeyse tamamen sıfırlandı"

Aşağıdaki yazıyı tüm dolar müritlerine hediye ediyorum.

The True Value of the US Dollar Is Almost Completely Gone
By Alex Koyfman

Monday, July 6th, 2009
http://www.goldworld.com/articles/collapse-us-dollar/432

Dün akşam bir yemekte doların istikbali üzerine muhabbet ederken, insan olarak çok sevdiğimiz ancak mevcut global makro sorunlara fazla kafa yormadığı çok bariz olan bir üstadımıza doların istikbalinin karanlık olduğunu söyleyince verdiği tepki de benim için şaşırtıcıydı. "hepimizin çoluğu çocuğu var. Yapmayın böyle, dolar çökerse dünya yıkılır" mealinde söyledikleri, yoksa doları çökerten bunun farkına varıp söyleyenler mi? diye şüphe etmeme neden oldu! Acaba bu blog yazarı gibiler "doların gidişatı gidişat değil, ayağımızı denk atmak lazım" demeseler, dünya çok daha iyi mi olacak? Dolar bu gidişe rağmen ayakta kalabilecek mi?

Tekrar etmek gerekirse, doların çöküşü dünya için hiç iyi olmayacak. Ama sonucun iyi olmayacak olması, mukadderatı engelleyebilir mi?

Bir delinin kalabalık bir meydana bomba atıp onlarca kişiyi öldürmesi de hiç iyi bişey değil, insanlar için de kendi için de hayırlı değil ama sonucun kötü olması, yapılmasını engelleyemiyor!

Keşke doların gidişatını durdurma gücüm olsa da üstadın ve kendi çocuklarımızın geleceğini daha güzel yapma şansım olsa! Doların gidişatını tersine çevirme gücüm olmadığı için, sadece yapabildiğim şey olan UYARI ve UYANDRMA görevimi yapmaya çalışıyorum.

ABD'nin ne kadar altını var?

http://www.goldworld.com/articles/who-owns-worlds-gold/429

Yukarıdaki linkte, dünyada en fazla altına sahip 9 devlet (ve IMF)'nin ne kadar altına sahip olduklarına ilişkin 2.7.2009 tarihli bir sunum var.

Oradaki bilgiye göre, ABD'nin yaklaşık 8 bin ton altını varmış!

Ama sayfanın altındaki okuyucu commentlerinin hemen tamamı, bu bilgiyi "komik" olarak bulduklarını söylüyor. Eleştiriler kısaca ABD hazinesi neredeyse 50 yıldır altın varlığının bağımsız denetimine izin vermediği, bugünlerde de 8000 ton altını olan biri gibi davranmadığı şeklinde.
Hoşuma giden bir commenti aşağıya aynen aldım:

"Comment by George Galletly on 2009-07-05
Luke, I found this information very interesting and beautifully illustrated but I cannot believe the US stated holdings. The US government cheat on nearly all statistics which they issue to try to maintain an illusion of power. I am of the firm opinion that the reason the US broke with the Gold standard is because they could not meet France's demand for payment of debt in Gold. If that is true then it is certain that the US does not hold anywhere near the stated amount. The truth of the matter is this, If the world could find out the real situation of US gold holdings the $US would immediately take on its true value and be worthless. The US government will continue to hide the truth on their real holdings for as long as they possibly can but someday someone will expose this lie like they have with regard to most other issued 'facts'. For evidence of this see 'Shadow Government' statistics wherein one finds the real unemployment, GDP, cost of living and total debt figures. I find it sad that a country which is reputedly so great is so deceptive and corrup."



Spitzer: "FED'in yaptığı Ponzi tezgahı!"

http://www.msnbc.msn.com/id/21134540/vp/32124060#32124060

FED FED olalı böyle hakaret gördü mü bilmiyorum ama en azından ben duymamıştım!

Eski NY Valisi Eliot Spitzer ağır konuşmuş!
MSNBC söyleşisi yaklaşık 8 dk.

1 trilyon dolar nasıl bi şey?



Yukarıdaki 1 dakiklık video, bugünlerde kolayca telaffuz ettiğimiz "1 trilyon dolar"ın nasıl bi şey olduğunu düşünmeye yardımcı oluyor!

BU arada hatırlatırım: 1 trilyon dolar, krizin maliyeti falan değil, sadece ABD bütçesinin 9 aylık açığı. Yıllık bütçe açığı rakamı bile 1.7 trilyon dolar bekleniyor.

Krizin maliyeti ise şimdilik 24 Trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Telaffuzu kolay olan bu rakamların gerçekte ne anlama geldiini bugünlerde daha iyi düşünmek gerekiyor sanırım.


http://www.youtube.com/watch?v=LFRxiX0pQl4

videoyu izleyemeyenler şuradan okuyabilir:

http://www.pagetutor.com/trillion/index.html



Gold’s Second-Quarter ‘Surprise’ - Features and Interviews - Hard Assets Investor

Gold’s Second-Quarter ‘Surprise’ - Features and Interviews - Hard Assets Investor

Posted using ShareThis

Markets in Everything: NOT. U.S. Postal Service: Largest Drop in Mail Volume in 234 Years

Markets in Everything: NOT. U.S. Postal Service: Largest Drop in Mail Volume in 234 Years

Shared via AddThis

24 Temmuz 2009 Cuma

Bir Trilyon Dolar kaç bin kilometre eder?



Geçtiğimiz günlerde, ABD'nin son 9 aylık bütçe açığının 1 Trilyon Dolar sınırını geçtiği haberleri vardı. Bugün de CNBC sitesinde, 1 trilyon doların fiziki olarak boyutlarına ilişkin ilginç bilgilere rastladım:
1 trilyon dolar birer dolarlık banknotlar halinde üstüste konursa, dünyanın etrafını neredeyse 3 defa dolaşacağını (yaklaşık 100.000 km), 100'er dolarlık banknotlar halinde ise olimpik büyüklükte 4.5 yüzme havuzunu doldurabileceğini, ancak (ABD Hazinesinin açıklamasına göre) dünyadaki bütün 100 dolarlık banknotların toplam değerinin 625 milyar dolar olduğunu, yani dünyadaki bütün 100 dolarlık banknotlar bir araya getirilse, 2.8 olimpik yüzme havuzunu doldurabileceğini,
biliyor muydunuz?
"This stack of cash - in $1 bills - would measure 67,866 miles, stretching approximately 2.72 times around the Earth’s equator.
If denominated in $100 bills, $1 trillion would be enough to fill 4.5 Olympic-sized swimming pools, with a total volume of 398,000 cubic feet. For comparison, there is only about $625 billion worth of $100 bills currently in circulation, according to the US Treasury bulletin, which would fill about 2.8 Olympic swimming pools."


23 Temmuz 2009 Perşembe

ABD'nin toplam kamu borcu ne kadar?









Bugün okuduğum bi makale, "toplam kamu borcu kavramını" yeniden düşünmeye sevketti.

Kamu borcu deyince genelde DIBS portföyü anlaşılır ama oysa devletin vadesi ve miktarı belirsiz (emeklilik ve sağlık harcamaları gibi) bir sürü başka borcu da vardır.

ABD'nin mevcut nakit kamu borcu 10 trilyon dolar civarında iken, sağlık, emeklilik taahhütleri gibi kalemler de eklendiğinde Genel Kabul Gören Muhasebe Standartlarına göre hesaplanan kamu borcu 74 trilyon dolara çıkıyormuş. Acaba hangisi daha doğru?


"In 1982, federal debt-to-GDP begins rising from a generational low of 30% to a recent 50-year high of 75%.
In 1986, federal debt tops $2 trillion
In 1992, federal debt tops $4 trillion
In 1996, federal debt tops $5 trillion
In 2008, federal debt tops $10 trillion

But the actual federal debt is even higher than $10 trillion…a lot higher. The $10 trillion number is based on cash accounting.

When using GAAP-based accrual accounting, that actual federal debt is a number closer to $74 trillion. GAAP accounting includes the estimated future costs of expenses like Social Security and Medicare. In other words, GAAP accounting is much closer to reality than cash accounting."

http://www.agorafinancial.com/afrude/2009/07/23/the-first-shall-be-lastor-at-least-a-distant-second/


"Greenspan Sees Early Signs of U.S. Stagflation"

Dün Bernanke bu havada "faizleri artırabiliriz" dedi ya, beynimin bi köşesinde uzun zamandır uyuyan STAGFLASYON kavramı hortlayıverdi. Özeti bir önceki yazıda var.

Bugün (23.07.2009) itibarıyla Google"da "stagflasyon" kelimesini Türkçe sayfalarda arayınca 17.900 geri dönüş veriyor (tüm Webde "stagflation" ise 720.000). Bundan tam bir yıl sonra unutmazsam Google'da tekrar arayacağım bu kelimeleri. Bakalım "stagflasyon" kelimesinin tekrar sayısı önümüzdeki bir yılda ne kadar artacak!

Bu arada Google'da "Stagflation ve Greenspan" kelimelerini birlikte aratınca 126.000 kere geçtiğini farkettim. Aşağıdaki Reuters haberi Aralık 2007 tarihli. Üzerinden neredeyse 20 ay geçtiğine göre 2007'de bahsedilen "erken işaretler" artık olgunlaşmaya başlamadı mı acaba?

"Greenspan Sees Early Signs of U.S. Stagflation
Mon Dec 17, 2007 3:01am EST

WASHINGTON (Reuters) - The U.S. economy is showing early signs of stagflation as growth threatens to stall while food and energy prices soar, former U.S. Federal Reserve Chairman Alan Greenspan said on Sunday. In an interview on ABC's ''This Week...";"

http://www.reuters.com/article/bankingFinancial/idUSN1636789220071217

Resesyon, Deflasyon, Enflasyon, STAGFLASYON

Bernanke dün ABD meclisinde yaptığı konuşmasında çıkış stratejisinden, enflasyondan ve hatta faizleri arttırmaktan bahsetmiş. Çok erken değil mi? Faizlerin artırılması lafının dillendirilmeye başlaması, uzun zamandır yazmayı düşündüğüm şu STAGFLASYON mevzuunu hatırlatmama neden oldu.

Önce basit 1 soru:
ABD'de işsizlik %10'a dayanmışken ve o noktadan döneceğine ilişkin bir ümit yokken (nitekim dünkü konuşmasında Bernanke de "en büyük ve çözülmesi en zor konu işsizlik" demiş) FED bilançsonun neredeyse atmosferi delip uzay boşluğuna yönelmesi nedeniyle faizler ve enflasyon artarsa, böyle bir konjonktürün (işsizlik ve enflasyonun beraber artması hali) iktisat bilimindeki karşılığı hangi kavramdır?

el-cevap:
---------------------------------------------------
"Stagflation: High inflation and high unemployment (stagnation) occurring simultaneously."
http://www.investorwords.com/
---------------------------------------------------
"Stagflasyon, ekonomik durgunluk ile enflasyonun aynı anda yaşandığı makroekonomik duruma verilen addır. Bu durumda ekonomideki işsizlik oranı artarken fiyatlar da hızla yükselmektedir. 1970 yılında İngilizcede stagnant (durgun) ile inflation (enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışı) kelimelerinin birleşmesinden türetilmiştir.

Hem Klasik iktisat Teorisi'nde hem de Keynesyen Teori'de stagflasyon, paradoksal bir durumdur (normalde enflasyon ve işsizlik oranı arasında ters orantı mevcuttur biri düşerken diğeri yükselir; ancak stagflasyon ortamında her ikisi de yükselmektedir). Her iki kuram çerçevesinde açıklanması olanaksızdır. Ekonomilerde enflasyonun ortaya çıkması, toplam talebin toplam arzı aşacak derecede artması sonucudur. Toplam arz, toplam talepteki artışı karşılayamamaktadır çünkü ekonomide, istihdam edilerek üretimi artıracak işgücü kalmamıştır, ekonomi tam istihdamdadır. Oysa durgunluk, istihdamın düşmesidir."
http://tr.wikipedia.org/wiki/Stagflasyon
--------------------------------------------------

Özetle, hala kafası karışık (ya da pozisyonları müsait olmayan) bazı arkadaşlar önümüzdeki tehlike "deflasyon mu? yoksa enflasyon mu?" diye tartışadursun, ABD'nin önündeki asıl tehlike STAGFLASYON'dur!

"Stagflasyon, enflasyon veya deflasyona göre daha hafif bir iktisadi hastalık mıdır?" diye soranlara da şu cevap verilebilir: domuz gribi olan bir hasta mı daha kötü durumdadır, verem olan hasta mı? Yoksa aynı anda hem domuz gribi, hem de verem olan hasta mı?

AB'de gırtlağına kadar borca saplanmış tüketici tükenmiş durumda iken ve ancak yeniden borçlanabildiği kadar tüketebilirken (bugünkü HT Gazetede ABD'de ölülerin bile cenaze masrafları yüzünden teslim alınmadığını yazıyordu) talebin artması mümkün değil, dolayısıyla talebin ve istihdamın düşmesinin temel gerekçeleri mevcut.

Fakat diğer taraftan (dün Bernanke'nin itiraf ettiği üzere) şişen FED bilançosunun sterilizasyon ihtiyacı nedeniyle faizlerin artırılması ihtiyacı da var. Ayrıca doların erozyona uğrayan satınalma gücü nedeniyle asıl bundan sonra ithal edilmeye başlanacak olan enflasyon da kapıda bekliyor, dolayısıyla yüksek enflasyon ve faiz ayağı da mevcut.

Bu ikisinin birlikte gerçekleşmesi için gereken ne?
Sadece biraz zaman!

Bazılarının o zamanı; "yok canım, ABD'de stagflasyon olmaz, "dolara bişey olmaz abicim", "ABD bu işten kârlı çıkacak" gibi yaklaşımlar sergileyerek geçirmesi tabi ki mümkün. Nasıl olsa bu öngörüler tahakkuk ettiğinde de "işlerin bu noktaya varacağını kimse tahmin edemezdi" diyerek sıyrılırlar...

Bu vesileyle şunu da ekleyeyim: son kriz vesilesiyle "Keynes'in dönüşünü" kutlayanlara karşı "klasik" Keynes karşıtlığından vazgeçmeyenler bir açıdan haklı olabilirler, zira henüz fazla tartışılmayan STAGFLASYON, malum Philips eğrisinin de çalışmadığının göstergesidir. Ama yaratacağı sorunlar ve korku dikkate alındığında Klasiklerden bile Keynes'i tercih edecek, savunmaya kalkacaklar çıkabilir!

S Gürsel: "Rantçılar rezervleri için sağlam para istiyor"

S. Gürsel bugün Radikal'deki köşesinde rantçıların yükselişinden bahsederken, Rusya'nın dolara karşı çıkışına entersan bi açıdan yaklaşmış:

"Önümüzdeki 20 yılda, bu ülkelerin cari fazlaları, yükselen enerji fiyatlarının etkisiyle giderek büyüyecek. 400 küsur milyar dolarla Rusya'nın rezervleri halen Çin'inkilerin yaklaşık beşte biri. En geç 20 yıla kadar rezerv miktarında Rusya, Çin'i geçecek."

"Rantçılar enerji gelirlerini tümüyle tüketemeyeceklerinden, daha şimdiden büyük miktarlara ulaşan rezervleri devasa miktarlara tırmanacak. Rusya'nın dolara karşı çıkışı ve yeni bir uluslararası para birimini hararetle savunmaya başlaması, bu perspektiften değerlendirilmelidir."

Benim tercümem: Rusya, petrol fiyatlarındaki artış sayesinde biriktirdiği ve bundan sonra biriktireceği rezervlerin sağlam bi şekilde ölçülmesi ve değerinin korunmasını istiyor. O nedenle dolar yerine daha sağlam başka bir rezerv para birimi arayışında.

Enteresan değil mi?

Rantçıların yükselişi
23.07.2009 Seyfettin Gürsel
Yorum
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=126526&YZR_KOD=161

22 Temmuz 2009 Çarşamba

İ. Altınbaş: "Altın için 1000 dolar bile fazla"

Bugün CNBC-e'de Yatırımcı Kliniği'nin (11:10) konuğu olan Altınbaş Kuyumculuk'un patronu;

"Altın 1000 doları aşmaz. Bu seviye bile altın için çok yüksek. Olması gereken 600-700 dolar civarında" mealinde açıklamalar yaptı. Spiker geçtiğimiz günlerde, "altının önümüzdeki yıl içinde 3-4 kat artabileceğini" öngören Amerikalı stratejistin öngörüsünü hatırlattığında da, "internette ahkam kesmek bedava, her türlü saçmalık söylenebilir. Ağzı olan konuşuyor" türünden bi yorum yaptı.

Kıymetli maden sektörünün içinden önemli bir oyuncu sıfatıyla "altının 1000 doları aşmayacağı" kehanetini yaparken dayandığı mantık;

"Eğer altın 1000 doları aşarsa kimse altın alıp satmaz, dünyada altın piyasası 3-4 büyük oyuncunun elinde, hatta %50-60'ı tek oyuncunun kontrolünde. İşlemleri tümüyle durduracak fiyatları istemezler. Onun için fiyatların işlemden caydırıcı, ticareti öldürücü seviyelere yükselmesine izin vermezler" şeklindeydi.

Esasen, "altın fiyatlarının işlemden caydıracak, ticareti öldürecek seviyeye kadar yükselmemesi" gerekçesi mantıklı. Ama bu, "altın 1000 doları aşamaz" demek için yeterli değil ki! Zira altın asla 1000 doları aşamaz demek, doların satınalma gücünün bugünkü seviyede sabit kalacağı varsayımıyla anlamlı olabilir. Peki ya dolar bugünkü satınalma gücünü yarın kaybederse?

İkincisi, dünyada altın piyasasının 3-4 büyük oyuncunun kontrolünde olması nedeniyle arz bakımından oligopol piyasasından bahsedilmesi, konunun sadece tek (=ARZ) tarafı ile ilgilidir. Oysa bilindiği üzere fiyatı sadece arz belirlemez, fiyat seviyesinin belirlenmesnde TALEP de önemlidir. Malum, fiyat; arz ile talebin buluştuğu noktada oluşur. Arz tarafını 3-4 oyuncu belirliyor olabilir ama talep tarafında 6 milyarlık dünya nüfusu var! Talep tarafını oluşturan dünya nüfusunun gittikçe daha büyük kısmı (bütün somut göstergeler aksini işaret etse de) "değerli" olduğu iddia edilen yeşil boyalı kağıtlar yerine artık sarı madeni daha çok tercih etmeye başladığında arz tarafındaki oligopolün "aman fiyat artmasın" diye uğraşmasına gerek var mıdır? Emtia fiyatlarında geçen yıl yaşanan balondan sonra 1-2 kıymetli maden dışında hepsinin fiyatı gerilerken sadece sarı ve parlak madenin fiyatının gerilememesi yeşil kağıttan kaçmaya çalışan birilerinin yönelmesi nedeniyle değil midir?

Bugün CNBC-e'de o yorumları seyrederken onu düşündüm. Kuyum sektörünün içindekiler altın fiyatına sadece "ticareti durduracak seviye" ekseninden (tek boyuttan) baktıkları için o yorumları yapıyorlar. Ama bakmadıkları eksen daha var: ölçü biriminin büyüklüğündeki muhtemel değişim ve altının talep tarafındaki değişim.. Ya bugün "100 cm" olan metre yarın "10 cm" uzunluğunda olursa? Yarın 10 cmlik çıtalara "1 metre" denmeye başlarsa o zaman "o günkü metreyle" çarpılan rakamlar ne olur?

Kıymetli maden ve döviz piyasasını en iyi "okuduğu" varsayılan ve (açığa satış, future, opsiyon gibi) ileri finansal işlemleri OTC olarak kendi aralarında büyük miktarlarla yapabilen bazı Kapalıçarşı esnafının nasıl battığını anlamazdım. Bugün altın fiyatlarına ilişkin değerlendirmeleri seyrederken, eğer bizim Kapalıçarşı ile özdeşleşen kuyum sektörünün tüm mensupları altın fiyatlarına bu şekilde tek boyuttan, "doların ölçü değerinin sabit kalacağı" varsayımıyla yaklaşıyorlarsa, önümüzdeki dönemde bu sektörden bir çok ciddi tacirin, firmanın battığına şahit olabiliriz diye düşünüp, üzüldüm!

Zira altın 3000 dolara çıksa bile o fiyat ticareti öldürecek bir fiyat olmayabilir, hatta TL karşılığı pek değişmeyebilir bile. Hatta ve hatta o günkü 3000 dolarlık altın bugünkü 900 dolarlık altından reel anlamda daha ucuz bile olabilir! Basit çarpma işlemi denklemi. İşte hazırlıklı olmamız gereken bu. Denklemin sadece tek tarafının (çarpılanın) değil çarpanın da değişebileceği durum!




Michel Chossudovsky: Global Para birimine doğru mu gidiyoruz?

Kanada merkezli "Center for Research on Globalisation"ın direktörü ve University of Ottowa'da profesör olan Michel Chossudovsky, daha çok jeo-politik ve politik-iktisat konularında yaptığı yorumlar nedeniyle camiada oldukça önemli stratejistlerden kabul edilir. (Bu arada öngörü gücünü değerlendirirken Rubini, Niall Ferguson, Skidelsky gibi inter-cultural kişiliğine de dikkat çekmek gerekir sanırım!)

Chossudovsky bu defa rezerv paranın geleceği konusunda yazmış.

Konuya jeo-politik açıdan yaklaşan yazar, doların rezerv niteliğine karşı Çin-Rusya ekseninin çıkışlarını değerlendiriyor. Öngörüsü, Yuan-Ruble'nin başlıca rezerv para birimi olarak kabul görmesine izin verilmeyeceği, bu iki paranın ancak Şangay İşbirliği Teşkilatı bünyesinde kendi aralarındaki ikili ticarette kullanılabileceği yönünde.

Rezerv para tartışmalarını da ABD ekonomisinin temel göstergelerinin kötüleşmesinden (iktisadi faktörlerden) çok, jeo-politik faktörlerle açıklıyor. Yazının şu kısmı çok enteresan geldi bana:

---------------------------------------------------------------------------------
"Global Geopolitics bears a relationship to the international monetary system. Control over money creation is an instrument of economic conquest.

The invasion and occupation of Iraq was to exclude rival Russian and Chinese interests from the Middle-East and Central Asian oil fields.

The reform of the international monetary system is a project of the dominant financial elites, which is discussed behind closed doors. It is unlikely that Russia and China, which in large part remain subordinate to Western banking interests, will perform a significant role in central banking functions at a global level.

Moreover, this initiative occurs at a time of East West confrontation, amidst veiled US-NATO threats directed against Russia as well China. The establishment of a new global currency and central banking system is an instrument of global economic domination which is intimately related to the broader US-NATO military agenda."
---------------------------------------------------------------------------------
Özellikle bold ile dikkat çekmeye çalıştığım ifadeler enteresan değil mi?

- "Para yaratma mekanizması üzerindeki kontrol, ekonomik işgalin bir aracıdır."

- "Uluslararası para sisteminin reformu konusu, hakim durumdaki finansal elitin kapalı kapılar ardında tartıştığı bir projedir."

- "Yeni bir global para birimi ve merkez bankacılığı sistemi kurulması, global ekonomik hakimiyetin bir aracıdır ki bu da ABD-NATO askeri gündemi ile yakından ilgilidir."

Gelelim benim ilavelerime:
Yazar kendi uzmanlık alanı itibarıyla konuya Jeo-politik açıdan bakıyor. Baktığı pencere itibarıyle öngörüleri doğru olabilir. Ancak bugün doların akıbetinin tartışılmasının tek nedeni ABD'nin Irak'ı işgaliyle Rusya-Çin tarafının ortadoğudaki menfaatlerini politik olarak zayıflatmış olması değil, bilakis o işgal sırasında ve ülke içindeki ekonomik politikalarla gırtlağına kadar borca saplanmış olmasıdır. Şayet ABD bugünkü politik manzarayı bu kadar borçlanmadan, bu kadar çok karşılıksız dolar basmadan ve içeride de o kadar saçmalamadan yaratabilmiş olsaydı, bugün Rus-Çin tarafının sesini bu kadar yükseltme imkanı olmayabilirdi. Rus-Çin tarafının elini asıl güçlendiren konu, ABD'nin kendi yağını kavurmak için bile Çin'den alacağı borca muhtaç duruma düşmüş olmasıdır. Aynı politik hedefler, bugünkü ekonomik maliyetler yaratılmadan da sağlanabilirdi. O zaman yazarın öngörüleri daha gerçekçi kabul edilebilirdi. Dolayısıyla bugün doların bana göre asıl tartışılma nedeni, ABD'nin ekonomik zayıflığıdır, politik agresifliği değil. Politik olarak bazı konularda arı kovanına çomak sokmuş olabilir ama arıların sokması çomak soktuğu için değil, üzerinde korunaklı kıyafet olmadığı için olacaktır! Üzerinde iktisadi gücün sağladığı korunaklı kıyafet olsa, arı kovanına değil çomak, kafasını soksa bile arılar onu ısıramazdı ama karşılıksız basılan dolarlar ve cari tüketim için alınan borçlar nedeniyle "çulsuz" olmasına rağmen çomak sokmaya kalkınca, olacakları tahmin etmek zor değil!

Sonuç olarak SDR'ın bileşenlerine ilişkin 2010 revizyonuna fazla zaman kalmadı.
1- SDR bünyesine Yuan'ın dahil edilip edilmeyeceği,
2- SDR'ın içeriğinde bugün %44 olan USD ağırlığının ne kadar azaltılacağı (azaltılıp azaltılmayacağı demeye gerek yok herhalde! Kesin azaltılacaktır da oran ne kadar olacaktır, önemli olan oı!),

husuları, uluslararası güç dengelerinin (politic vs. economic) bozulma derecesinin göstergesi olması bakımından önem taşıyacaktır.

Bu vesileyle bir güncelleme yapmak gerekirse:
Çin son aylarda SDR bünyesinde global para birimine yumuşak geçişten bahsediyor. Daha önce bir yazıda bahsetmiştim. SDR kapsamındaki para birimlerinin ağırlıkları 5 yılda bir revize ediliyor ve gelecek reziyon da 2010'da yapılacak. Çin'in talebi, bu revizyonda Yuan'ın da SDR'a dahil edilmesi. Şu an SDR'ın içeriğini oluşturan 4 para birimi (Dolar%44, Euro%34, Yen%11 ve Sterlin%11) var. Çin, "SDR benimki dahil 5 para biriminden oluşsun ve her birinin ağırlığı %20 olsun" diyor. Bunun anlamı, SDR'da doların halen %44 olan ağırlığının yarıdan fazla azaltılıp %20'ye indirilmesi demek! Bakalım gerçekleşme nasıl olacak? İnşallah seneye göreceğiz!

Mundell'in dediği gibi, tarih boyunca para sistemlerindeki değişikliklerin (köklü çözümler içeren) devrimler şeklinde değil, (küçük düzeltmelerle yapılan) evrimler şeklinde olduğu görüşü kabul edilirse, Tek Para'ya geçişin de SDR üzerinden olması daha muhtemel kabul edilebilir. Sadece biraz daha uzun zaman alır ve biraz daha maliyetli olur, hepsi o!

Ancak Chossudovsky'nin aşağıdaki öngörüsüne göre ise, o evrimler için bile henüz daha çok zaman var!


Towards a Global Currency?
Towards the integration of the Dollar and the Euro?
by Michel Chossudovsky
http://www.globalresearch.ca/index.php?context=va&aid=14461

21 Temmuz 2009 Salı

Gerald Celente: "Dolar 10 cent bile etmeyecek!"

Aşağıdaki yazı oldukça provokatif geldi bana...

Kendisini politik olarak "ateist" (herhangi bir politikacının etkisinde olmayan, ideolojik etkilerden bağımsız, sadece fiili gerçeklere bakan) futurist ve tahminci olarak tanımlayan yazar, özetle diyor ki:

- Bu sadece bir kriz değil, ABD imparatorluğunun çöküşüdür.

- 30 yıldır bu işin içinde olduğunu, günde 4 saat okuduğunu, belli başlı basını takip ettiğini, hiç bir zaman Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya'nın her hafta doların rezerv niteliğini tartıştığını görmediğini, bu tartışmaların doların 10 cent bile etmeyeceğini gösterdiğini,

- %70'i tüketiciye dayanan bir ekonominin devam edemeyeceğini, oyunun bittiğini, üretken kapasiteye ihtiyaç olduğunu, politikacıların ABD'lileri "sattığını"...

söylüyor!



Saturday, July 18, 2009

The Dollars are not going to be worth dimes Gerald Celente

http://geraldcelentechannel.blogspot.com/2009/07/dollars-are-not-going-to-be-worth-dimes.html"

Gerald Celente this is much bigger than just a financial crisis we're looking at actually the decline of empire America :
futurist and forecaster Gerald Celente of trends research institute says "we are political atheists we do not have an agenda we do not bow to politicians we look at facts the way they are not the way we want them to be we do not put ideological spins on things we do not say what we say to gain or make profit as a stock broker or a treasury secretary would do they have a purpose and an agenda , our agenda is only putting out the information the motto of trends research institute is think for yourself governments cannot fix things look at the great great job with their Catherina quality rescue skills and how they rebuilt New Orleans and how they promised us on how they are going to rebuild the world trade center bigger and better than ever and those wars that they are waging overseas of course for reasons that have been founded to be untrue , what a terrific job they're doing !!! they say the same things over and over again , when are people going to grow up ? it looks like failure it smells like failure it even tastes like failure but it really isn't ,( give us more money and more time and we'll fix it ) it's incomprehensible that the people that created the problems ask for more money more resources to fix what they broke , this does not take a genius , it is not even economics 101 , it is economics for dummies (you can't print phantom money out of thin air based on nothing and producing practically nothing without destroying the nations economy and that's what they are doing , it begun under Bush it accelerated under Obama at levels when schemes undreamed of , this is much bigger than just a financial crisis we're looking at actually the decline of empire America.

Gerald Celente says that he is a great reader spending at least 4 hours a day minimum reading , he reads daily the financial times the New York Times USA Today local and global news papers which has become very easy with the internet keep up to date join the dots and make connections between different things and facts , it is not just economics it is social change political change geopolitical current events form future trends, Gerald have been in this business for 30 years he says he never heard week after week that is China, Brazil, Russia, India are talking to replace the dollar as a reserve currency that simply means that the dollars are not going to be worth dimes . the media does not call the white shoe boys in Washington and Wall street Mafia or terrorists or crooks they call them credit swap fraud derivative or exotic financial instruments !!! they should call them by their real names : con games , schemes defrauding the public ...people have lost their dignity and common sense they fatten themselves up with junk food , we are the most unhealthy country in the world we take more prescription drugs and anti depressions than anybody combined , we are loosing our minds ...you cannot sustain an economy that is 70% consumer based you can't do it , the game is over , you need a productive capacity...and the politicians sold us out ...

ABD Darphanesi altın para satışını -yine- ertelemiş!

Bir blogda rastladığım habere göre; ABD Darphanesi, 24 ayar "Amerikan Buffalo" külçe altını ve bizim Cunhuriyet altını benzeri olan 22 ayar "American Eagle" sikkelerinin satışını son dönemde yapmıyormuş ve satışa başlama tarihini sürekli erteliyormuş! "Yoksa ABD'nin kendi altın parasını basacak kadar bile altını kalmadı mı?" diye soruyor haberi aldığım blog yazarı!

Yoksa... Yoksa, gerçekten öyle mi?

Monday, July 13, 2009
US Mint AGAIN Suspends Gold Coin Sales - Is USA Really Out of Gold?
http://prudentinvestor.blogspot.com/2009/07/us-mint-again-suspends-gold-coin-sales.html





M. Faber: Doların geleceği karanlık, Gymenkul, altın ve gümüş alın...

Lafı dinlenen yatırım danışmanlarından birinin söylediklerini ciddiye almak gerekir mi?

"- Dolar ergeç değersiz kalacak.
- Ciddi dalgalanmalar olacak
- diğer para birimleri de daha iyi olmayacak.
O nedenle yatırımlarınızı gayrimenkuıle, altına, gümüşe ve diğer somut varlıklara yapın."

http://marcfaberchannel.blogspot.com/2009/07/marc-faber-hold-real-estate-gold-silver.html

Marc Faber Hold Real estate Gold Silver land Hard Assets The Dollar will worthless one day

Marc Faber very bearish on the future of the dollar says that eventually it will be worthless someday between now and then we can have wide fluctuations and the other currencies may not be much better an Investor should have positions in physical gold and silver and hard assets like real estate land and some other commodities , Marc Faber said

Marc Faber: ABD'de hiperenflasyon dönemi yakın...

ABD tarihindeki en yüksek enflasyon oranı yanlış hatırlamıyorsam 1979'da yaşanan %13 civarında bir orandı.

Dr. Doom, yakında "%20 enflasyonun" görüleceğini söylemiş ki, ABD için bu hiperenflasyon demek!

Söylediklerinde 2 önemli nokta dikkat çekici:

"1- Hükümetin yayınladığı enflasyon rakamları hatalı. eğitim ve sağlık harcamalarının enflasyon hesabındaki ağırlığını düşük göstererek açıklanan enflasyon rakamlarını manipüle ediyorlar!

2- FED 1913'de kurulduğundan beri dolarsatınalma gücünün %95'ini kaybetti. %95 değer kaybı yaklaşık 100 yıllık zaman aldı. Ama satınalma gücünün bundan sonraki %94'ünü kaybetmesi çok daha kısa sürede olacak."

http://marcfaberchannel.blogspot.com/

Monday, July 20, 2009

"Marc Faber predicts Hyperinflation soon
Dr Doom editor and publisher of The Gloom, Boom & Doom economic report Marc Faber predicts we'll soon have inflation of 10 to 20 percent.

"The numbers will rise so fast because the government "massively" understates the country's inflation rate" Marc Faber saidMarc Faber puts in doubt the official inflation numbers
"It's a lie what they publish," he told CNBC.

"If you underweight education costs, and if you underweigh health care costs, then you come to a totally different result," he added.

"Since the creation of the Federal Reserve Bank in 1913, the dollar has lost 95 percent of its purchasing power" Faber said.“It took 100 years to lose 95 percent (but) I think the next 94-percent loss in purchasing power will happen very quickly,” he said."



Jim Rogers:Para basmak ciddi sorunlar yaratacak.

Blog linki yan sütunda bulunan Jim Rogers, bugün para basmak yarın ciddi sorunlar yaratacak diyor. Meali şöyle:

1- Para basmak tarih boyunca birçok ülke tarafından denendi.
2- Uzun vadede asla işe yaramadı.
3- Orta vadede de hiç işe yaramadı.
4- Kısa vadede bazan işe yaradı.
5- Para basmak en sonunda ciddi sorunlara neden olacak.

Nedir o ciddi sorunlar? Doların pula dönmesi olabilir mi?


http://jimrogers-investments.blogspot.com/2009/07/printing-money-will-cause-serious.html

Printing Money Will Cause Serious Problems
Printing money has been tried many times throughout history in many countries. It has never worked in the long term; it has never worked in the medium-term. Occasionally, it has worked in the short term.Printing money is going to lead to serious problems down the road.

Dolar kötü, Euro daha da kötü

Malum, 1-2 günden beri EURUSD paritesi EUR lehine döndü. Amerikalı bi spekülasyon danışmanı aşağıdaki yorumu geçivermiş. Mealen, tamam ABD'nin durumu kötü ama Avrupa daha beter diyor. Dayanakları enteresan:

1- Avrupalılar sosyal politikalara alışık, sosyal kesintiler halkı kızdırıyor. ABD halkı ise kızgın değil (zaten sosyal devletin ne olduğunu bilmedikleri için mi?)

2- ABD'de 50 eyalet bi kaç yıl sonra da 50 eyalet olarak kalır ama Avrupada birileri ayrılmayı tartışıyor, AB'nin bi kaç sene sonra hala bu üyelerle devam edip edemeyeceği belli değil.

3- "Sonraki nesil, doların da kendinden önceki "itibari para"ların gittiği yere (=tarihin çöplüğü?)gittiğini görebilir. Onun yerine ne geçecek? Bilemem. Fakat mevcut ortamda sisteme gelen şoklar sonuçta doların lehinedir... En azından şimdilik, çünkü dolar istikrar tarafından destekleniyor. İstikrarsız zamanlarda, en yüksek primi istikrar sağlar."


http://whiskeyandgunpowder.com/dollar-bad-euro-worse/

Dollar Bad, Euro Worse
Jul 20th, 2009 By Bill Jenkins Category: Currencies, Featured

I am very confident in the fall of the euro, despite the obvious and fatal problems with the dollar. Remember that currencies, because they are fiat by nature, are political things. While it is the fundamentals that drive them, one of the overarching problems in our market is the absence of reliable fundamental data. It is hard to deny the fact that governments manipulate what is released.

But some things are for sure and provide “reasonable markers” to see what a currency is doing. One of my “favorites,” although I hate to call it that, is the “civil unrest factor.”
Across the Eurozone riots and outbreaks of violence have been touched off by escalating economic problems and disagreements between members and neighbors. People involved in civil unrest are a multifold problem. First, they have too much time on their hands because they are not working. Jobless citizens, especially in a heavily socialist culture, are a continual drag on the system. Second, it costs money to keep repressing social upheaval — presenting another drag on the system. Additionally, the passions and fears of men being what they are, such activities tend to draw in more normally productive folks as the snowball gains speed and volume.


Here in the United States, we are not facing such difficulties (yet). This means a more reasonable system of work and distribution of goods and labor. All in all, this is good for a culture, the body politic and the economy. As a result, it also breeds greater confidence in the currency. And when all is said and done, investment money will go where there is a reasonable likelihood of return, even if the return may be lower.

Specifically, there are several exotic currencies that have offered high rates of return for speculative investors and traders, like the Brazilian real and the Indian rupee, just to name two. But it is difficult to place large sums of money there simply for the sake of the wild swings in value. A high interest rate is no good if the principle of the investment is destroyed by currency depreciation.

This is what has been good up to this point in the recession/depression for the U.S. dollar. And if this continues to unfold over the next year or two in similar fashion, this would still produce U.S. dollar strength compared to the euro simply by the “fear factor.”

Additionally, as I have tried to show, the situation in Europe is actually more severe than in the United States. I believe in the end that will make them copy, at least percentage wise, the same devaluing practices that have happened here. Should that occur, it would once again be advantage-USD.

If, in addition to those previous considerations, one or more of the countries leaves the Eurozone, I think the fear and disturbance that would produce again favors the U.S. dollar.
Longer term, I have to wonder if the euro has what it takes to survive this crisis. I have no doubt that the United States will emerge out the other side with all 50 states still members of the Union. I don’t know that such can be said for the European Union.

At the end of the Mel Gibson movie, The Patriot, there is a shot of Lord Cornwallis overlooking the field of battle as the colonists finish the rout of the British at Yorktown. He says, “How could it have come to this? Everything will change. Everything HAS changed.”

When I look at the dollar, I feel the same way. What we have done may be past the point of no return, the point of repair or recovery. The next generation may well find that the U.S. dollar has gone the way of all fiat currencies before her. What will replace it? I can’t say. But in the present environment, more shocks to the system will ultimately favor the dollar… at least for the time being, because it is supported by stability. And in unstable times — stability draws the highest premium.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

"SUPER CRASH" vs. Kriz değil Durgunluk!...

Depression kavramı bilinir. Ama "great depression" sadece 1929'u tanımlamak için kullanılır. Mevcut durumu tanımlamak ve 1929 ile karşılaştırmak için şimdikine "greate-er"

Ancak bugün bizim yerli medyada okuduğum bir habere göre, dünya ekonomisinin içinde bulunduğu mevcut dönemi bırakın depresyon diye tanımlamayı, buna "kriz" bile denmemeliymiş. Dünya krizi unutalı aylar olmuş, Türkiye manşetten düşürmüyormuş!
http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2009/07/20/dunya_krizi_unutali_aylar_oldu_turkiye_mansetten_dusurmuyor


Popüler olma hevesiyle olsa gerek, nabza göre şerbet veren bir akademisyen de doğru terimleri kullanmak gerekli diyerek kendisine göre doğru terim olarak "durgunluk" terimini önermiş!

"Doğru terimleri kullanmak gerekli
EKONOMİK krizin tanımı tartışmalıdır ama genellikle kontrolsüz, sürekli kötüye giden bir durumu tanımlamak için kullanılır. Örneğin, döviz kurlarının ve enflasyonun sürekli yukarı gittiği, büyümenin sürekli düştüğü dönemler de kullanılabilir. Mevcut durumda Türkiye için bunlardan bahsedemeyiz. Artık kriz yerine durgunluk kullanılmalı."


Kaderin cilvesine bakın ki, Türk medyasında bunları okuduğum gün, İngilizce bi sitede SUPERCRASH terimiyle karşılatım. Artık beğenen beğendiğini alsın!

http://www.oxfonline.com/MMR/MMR0708deck.html?pub=MMR&code=WMMRK304








CNBC: Doomsayers

Bizde "felaket senaristleri" diye küçümsenenleri CNBC de "doomsayers" diye tanımlamış.
Çöküş olacak demeye çalışanın nasıl terslendiğini izlemek için ibretlik bi video.

http://peterschiffblog.blogspot.com/2009/07/cnbc-doomsayers-peter-schiff.html








İzlediğim blog ve web siteleri

Bu satırların yazarı, günlük okumaları sırasında dikkatini çeken ve önemli bulduğu yazılar eğer "doların istikbali" ile ilgiliyse burada link vermeye çalışıyor. Ama o kadar çok okunacak şey ve konunun o kadar farklı boyutları var ki... Hem zaman kısıtı hem de konuyu dağıtmamak için girişleri sınırlı tutmak kaçınılmaz. Ancak izlemekten zevk aldığım ve görüşlerimin olgunlaşmasında faydalı bulduğum bazı blog ve web sitelerinin linklerini yanda vermeye başladım. Merak edenler burada yazıların detaylarını hatta daha ileri öngörüleri o sitelerden izleyebilir.

"Ama hep karamsar tiplerin sayfalarını okuyo bu adam" mealinde gelebilecek bi eleştiriye de hemen cevap vereyim: Hep iyimser tiplerin yazdıklarını okumak da aynı derecede bir sapma değil mi? Ayrıca sadece iyimserleri okumak mukadderatı değiştiriyor mu?

Amacım; hakim medyanın (işine gelmediği için) mikrofon tutmadığı fakat önemli şeyler söyleyen tiplerden de haberdar olmak ve "bakın bunlar DA var" diye göstermekten ibarettir. Nihai kanaati şüphesiz herkes kendisi oluşturacaktır.



Marc Faber: Ekonomik Kriz daha gelmedi!

Marc Faber, piyasada bilinen adıyla "Dr. Doom", alışılmadık yorum ve öngörüleri nedeniyle bişey olmaz abicim"ciler tarafından pek tutulmayan ama 1987 borsa çöküşündenberi öngörülerinin gerçekleşmesiyle maruf bi uluslararası yatırımcı. Faber, doların ve ABD ekonomisinin geleceği konusunda en az bu satırların yazarı kadar karamsar. Son olarak, asıl krizin henüz gelmediğini, önümüzdeki 5-10 yıl içinde gerçekleşeceğini söylemiş. Bu satırların yazarı Faberin yorumlarını takip etmeyi sever. Her şeyi buraya yazmak yerine gidip doğrudan ondan okunmasını da tavsiye eder!

Final Crisis Is Ahead Of Us
http://marcfaberblog.blogspot.com/2009/07/if-you-pump-money-into-system-and-you.html



"FED Neden Doları Kurtaramaz?"

Moneymorning.com sitesinde rastladığım 5 sayfalık şu rapor enteresan. Bilhassa "dolara biş ey olmaz abicim"cilere tavsiye olunur:


"Why the Federal Reserve Can’t
Save the Dollar
Since Ben Bernanke touted the dollar’s muscle in 2002, the greenback
has fallen 40% against world currencies. This free report reveals
what’s next for the greenback and four ways you can profit…"

http://www.moneymorning.com/report/Dollar_Report_MMDOL08082.pdf

17 Temmuz 2009 Cuma

İsveç'in "eksi" faizi

Geçenlerde İsveç MB'nın faiz oranlarını (eksi) -0.25'e indirdiğinden bahsemiştim. The Economist'ten okuduğum o habere bizim medyada tek değinen kişi gördüğüm kadarıyla A. S. Akat olmuş. Vatan'da 12. Temmuz 09 tarihli yazısının sonunda bi paragraf bu konuya ayırmış:

http://haber.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=Sicak_gun_yazisi&Newsid=248305&Categoryid=4&wid=8

"Eksi faiz görüldü.
Geçen hafta İsveç Merkez Bankası fonlama faizini çeyrek puan indirerek yüzde 0.25’e çekti (bizde yüzde 11.25). Fazla ilgilendiğimi söyleyemem. ABD, Japonya, İsrail, vs. başka ülkeler de faizi fiilen sıfırlamıştı. Devamını The Economist’in son sayısından öğrendim. Borçlanma faizi ise yüzde - 0.25 olmuş (bizde yüzde 8.75). Doğru okudunuz; eksi işareti var. İsveç Merkez Bankası kendisine borç veren bankalardan faiz istiyor. Düşük ama olsun...Neden eksi boçlanma faizi? Amacı bankaları özel kesime daha fazla kredi vermeye teşvik etmek. O nedenle kaynaklarını Merkez Bankası’na getirenlere ceza kesiyor. Yani parayı bana değil kredi isteyenlere ver diyor. Tefsirini sizlere bırakıyorum. "

Bana göre İsveç MB'nin bu kararı üzerinde konuşmaya, iktisat teorisi açısından uzun uzun tartışmaya değer bir gelişme ama nedense gündeme bile giremedi. Kimsenin haberi olmadığı için mi acaba? Yazık.


Valizden çıkan $134 bn ABD Tahvili yoksa sahte değil mi?





23 Haziran'da düştüğüm notta, İtalya'dan İsviçre'ye geçmeye çalışan iki Japonun valizinde yakalanan 134 milyar dolarlık ABD tahvilinin "sahte" olduğu haberlerine ilişkin, "sahte deyip borcu reddetmek iyi fikir ama geride daha çok var" mealinde şeyler yazmıştım.

Bugün rastladığım bi haberde, yakalanan o bonoların sahte olmadığı, ayrıca Bernanke ve Greenspan imzalı FED antetli başka kağıtların da yakalandığı gibi konuya ilişkin resmi açıklamalara aykırı benim "çizgi dışı" görüşlerimi daha da ileri götüren bilgilere rastladım. hatta "Hele hesaplaşmak için, 30 Eylül 2009 gelsin görüşürüz" mealinde tarih bile vermesi konuyu daha heyecanlı hale getiriyor. İzlemeye değer bir mevzu gibi görünüyor.
Haberde, yakalananların Japon değişl Filipinli olduğu ve gerçek rakamın da 134 milyar değil "beşyüz küsur milyar dolar" olduğu gibi enteresan detaylar var. "500 milyar dolar!" yani TR'nin bütün iç-dıştoplamından fazla ve TR'nin neredeyse yıllık gayrisafi milli hasılası kadar!
Bu durumda ABD'nin Çin'den sonraki ikinci büyük alacaklısı sıra değiştirebilir! Konu çok entersan ve şayet gerçekse çok çok önemli.

Wikipedia'da "Dünya Parası"

Global para birimi tartışmalarına ve o konudaki çalışmalara ilişkin güzel bir derleme Wikipedia'da var. "Dolara bişey olmaz abcim" demeden önce okumakta fayda var kanaatindeyim.

http://en.wikipedia.org/wiki/World_currency

RTS: Türkiye Finans rubleyle işlemlere başlamış

15:37 17Jul2009 Türkiye Finans rubleyle bankacılık işlemlerine başladı

İSTANBUL, 17 Temmuz (Reuters) - Katılım bankası Türkiye Finans, rubleyle ile bankacılık işlemlerine başladı. Bankadan Reuters'a yapılan yazılı açıklamada , "Hayata geçirilen uygulama kapsamında; müşterilerimiz rubleyle hesap açabilecek, döviz alım-satım ve arbitraj işlemlerini yapabilecek ve her türlü ithalat ve ihracat işlemlerini gerçekleştirebileceklerdir" denildi. Türkiye ve Rusya arasındaki ticaretin ruble ile yapılabilmesinin önünü açan yasal düzenlemenin Mart ayında yürürlüğe girmesiyle birlikte bankalar rubleyle işlem yaptıklarını duyuruyorlar.

Reuter'de geçen yukarıdaki habere göre, dolar yerine başka birimler üzerinden üzerinde işlem yapmak cazip olmalı ki, işlem yapan banka sayısı giderek artıyor.

Eğer dolara bi şey olmayacaksa neden bu tür değişiklikler oluyor ki?



Müstakbel Dünya Parası Projesi








ABD'de Morrison Bonpasse'nin fikir babalığı ve halen başkanlığını yürüttüğü Single Global Currency Association'dan ve Tek Dünya Parası fikrinden daha önce bahsetmiştim.

http://www.singleglobalcurrency.org/

Berlusconi'nin G-8 hediyeleri vasıtasıyla meğer İtalya'da da ta 1996'dan beri bu yönde çalışma yapanlar varmış! (Esasen Euro'nun da fikir babası olan R. Mundell'in de İtalyan asıllı olduğunu düşününce, şaşırmamak gerekir belki).

İtalya'da 1996'da Sandro Sassoli adlı amcam, UFWC projesi fikrini ortaya atmış. JF Kennedy'nin eski bi danışmanı olan Arthur Schlessinger Jr'dan da projenin danışmanıymış. mevcut taslak adı "Birleşik Gelecek Dünya Para Birimi" diye beş kelimeyle ifade edilebilecek bu müstakbel global paranın nihai adı ve sembolünün tespitinin öğrenciler arasındaki yarışma ile belirlenmesi fikri ve organizsyonu da bunların işiymiş.

Web siteleri incelemeye değer. Projeye ilişkin detaylar ve hedefleri yer alıyor.

http://www.futureworldcurrency.com/Default.asp

"ABD'nin 9 aylık bütçe açığı trilyon doları aştı": 1 soru, 1 merak












"Deeply indebted
America’s Treasury released figures showing the federal budget deficit had exceeded $1 trillion for the first nine months of the fiscal year commencing October. This was twice the deficit for the whole of last year, and the largest deficit ever over a nine-month period."


Yukarıdaki bilgi The Economist'in bu haftaki sayısından.
On puanlık soru şu:
Yukarıdaki bilgiye ilave olarak bu ekonominin önemli oranda dış ticaret açığı da verdiği dikkate alınırsa, bu ülkenin para birimin gelecekteki değerinin ne yönde değişmesi beklenir?
a) Yükselir
b) Düşer
c) Değişmez
d) Dolara bi şey olmaz abicim!
Merakım ise şu:
Acaba bzim kanaat önderi iktisatçılarımızın kaç tanesi bu sorunun doğru cevabını verebilir?

16 Temmuz 2009 Perşembe

UFWC: United Future World Currency , İtalya!








Berlusconi'nin İtalya'daki G-8 zirvesinde liderlere hediye ettiği müstakbel global para biriminin değeri 2.800 Euro (3.900 dolar) imiş! Aslında geçmişi temsil eden diğer hediye olan kitaplar çin 100-150 bin euro rakamlarının telaffuz edildiği düşünülürse, fazla değil.

Ayrıca müstakbel global para biriminin adı şimdilik "Birleşik Gelecek Dünya Para Birimi"ni temsil etmek üzere "Eurodolar" olarak adlandırılmış ama müstakbel birleşik para brimin adı ve sembolü, dünya genelinde öğrenciler arasında düzenlenecek bir yarışma ile belirlenecekmiş.

Berlusconi UFWC projesinin mimarı olan Sandro Sassoli'yi tebrik ederken, müstakbel ortak para biriminin isim ve sembolünün öğrenciler tarafından belirlenmesinin gerekçesini de açıklanmış. Gayet anlamlı:

"In sending his best wishes for the project to its coordinator, Sandro Sassoli, Italian Prime Minister Silvio Berlusconi emphasised that, “It is interesting that young students from different countries can get involved in an international project that helps them understand certain aspects of international economic policy, allowing them to prepare for the future monetary union that we hope for.”"

http://www.futureworldcurrency.com/Documents.asp?DocumentAreaID=47&DocumentID=204

Kısaca diyorki; gelecek nesili teşkil eden bugünkü öğrencilerin, dünyanın geleceğini ilgilendiren bu uluslararası projede yer almaları, mevcut gençlerin uluslararası ekonomik politikaları daha iyi anlamalarını ve müstakbel parasal birliğe hazırlanmalarını sağlayacaktır.

Bu vesileyle aklıma geldi. Yakın zamana kadar, yaşadıkları ekonomik sıkıntıların nedeni olarak Euro'yu görerek Euro bölgesinden ayrılmayı önerenlerin seslerinin yükseldiği İtalya'nın bugün müstakbel global para birimi için inisiyatif alınması enteresan geldi. Belki de dünyanın ne kadar hızlı değiştiğinin başka bir göstergesi!

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Obama'ya hediye edilen Geleceğin Para Birimi





önceki yazıda Medvedev'e hediye edilen EuroDolar parasını koymuştum ama daha sonra Obama'ya hediye edilenin de fotoğrafını buldum. O çok daha anlamlı değil mi? Birine ölüm ilamını çerçeveletip hediye etmek gibi değil mi? İroni kelimesi tam da bu durumlar için yaratılmış olmalı

THE NEW CURRENCY OF "THE FUTURE PRESENTED TO THE G8 LEADERS"

Satır arasında okunan bi haber insanı nerelere götürüyor!
Önceki yazıda bahsettiğim Berlusconi'nin G-8 liderlerine hediyesi olan EuroDolar para birimi bilgisi üzerine bizim medyada yaptığım kısa bi araştırmada, sözkonusu haberin Hürriyetin İtalya Temsilcisi R. Erus'uın 9.7.9 tarihli bir haberi üzerine bizim medyada da yer aldığını ama ilginin daha çok diğer hediye olan el yapılımı nü kitabının paha biçilmezliği ve G-5 ile TR liderine verilen daha değersiz hediyeler üzerinde yoğunlaştığınuı gördüm. EuroDolar para birimi hediyesinin bazı gazeteciler için haber dahi olamaması ne üzücü!

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=12033318

EurDolar hediyesini haber yapan Milliyet ve HT'yi tebrik etmek lazım.

http://www.milliyet.com.tr/Ekonomi/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=3&ArticleID=1115604&Date=09.07.2009&b=Sarsintili%20G8%20zirvesinde%20kriz%20daha%20bitmedi%20mesaji

http://www.haberturk.com/ekonomi/haber/157911-G8-zirvesinde-kriz-daha-bitmedi-mesaji.aspx

Bizim medyada şu hediye paranın resimlerini ve özelliklerini öğrenemeyince, yabancı medyada acaba mevzu nasıl algılanmış diye bakayım dedim. Yaklaşık 250 yerde bu hediyelerden bahsedilmesi ve bazılarında aşağıdaki fotoğrafın da yer alması sevindirdi. En hoşuma giden başlığı ise yukarıya aldım: "GELECEĞİN PARA BİRİMİ G8 LİDERLERİNE GÖSTERİLDİ"

Bizim medyamızın önem vermediği o hediye, gelecekte finansal mimari tartışmalarının da temelini oluşturacaktır, bazıları ısrarla ıskalasa da...



"Geleceğin para birimi" haberini yapan bazı yabancı linkler:
Marching towards a New World Order: G-8 Leaders To Receive EuroDollar Coins....... Trans-Atlantic Economy? - AP
"Geleceğin Para birimi"ne ilişkin forum tartışmaları:

Berlusconi'nin G-8 Hediyesi: "EuroDolar"



Böyle önemli bi haberi bir köşe yazısının satıraralarında farkedebildim.

"G-8 zirvesinde ev sahibi İtalya Başbakanı Berlusconi, G-8 liderlerine, geçmişi ve geleceği simgeleyen hediyeler verdi. Geleceği anlatan hediyelerden birisi de ABD ve Avrupa’nın tek parada birleşmesini simgeleyen ‘eurodolar’ olarak tasarlanmış para birimiydi. "

Berlusconi, G-8'e katılan ülke liderlerine "geleceği simgeleyen" bir para birimi taslağı ehdiye etmiş. Bizim basında bunun örneğini göremedim ama kendi çapında bir koleksiyoner olarak şimdiden acayip meraktayım. Acaba ebay'e ya da bizim gittigidiyor'a düşer mi bu hediyeler? Düşerse kaç para isterler, bütçem izin verir mi? Ama kesinlikle edinmek isterim!

Neyse, geyik bi tarafa, bu tür bir şeyin fantezi olarak bile olsa düşünülmesi ve liderlere istikamet göstermek babında hediye edilmesi, dolara biat edenler için bir şey ifade eder i bilmiyorum ama bu hediyeden bahseden yazar izleyen cümlelerde şöyle diyor:

"Yani eurodolar olarak ifade edilecek yeni bir rezerv paranın oluşmasının koşulları G-20’nin kurumsallaşması sürecinde yaratılabilir. Böyle bir gelişme aynı zamanda, Anglosakson egemenliği ile Kıta Avrupası arasında yakın gelecekte gerçekleşecek “Katolik nikâhın” ilk adımı da olabilir."

G-8’in “eurodoları” ve biten neoliberal devletçilik
Cemil Ertem - Taraf, 10.07.2009
http://www.taraf.com.tr/makale/6483.htm




TBTF vs TBTR (Too-Big-To-Rescue!)

Batırılamayacak kadar büyük (too-big-to-fail; TBTF) kavramı bilinir. Batışı halinde oluşacak olumsuz etkiden korkulan, o nedenle durumu kötü olsa da gözden çıkarılamayan şirketler için kullanılır. ABD başta birçok ülkede son kriz döneminde bunun örneklerini görünüyoruz. Son bir yılda AIG ve CITI'nin oksijen çadırına alınarak hayatta kalması buna örnektir. Eskiden GM ve Chrysler de buna örnekti ama sonunda mızrak çuvala sığmadı, Aynen FenniMae ve FreddiMac gibi tabiatın gerçeklerine teslim edildiler.

ABD'de 2Ç2009 bilançolarının açıklanmaya başladığı bugünlerde CITI tartışmaları yine hortladı. CITI'nın durumu, aslında USD'nin bir modeli gibi değil mi? Ya da şöyle söyleyeyim: Eğer bu durumdaki CITI bu badireyi bu kafayla atlatırsa, aynı kafadan giden "dolara bi şey olmaz abicim"ciler de haklı çıkabilir. Lehman Kardeşlerin aksine CITI'nin çok daha Amerikanvari bilinirliği TBTF düşüncesiyle dipsiz kuyuya bir süre daha para akıtılmasına sebep olabilir. Ancak sonunda farkedilecektir ki, CITI aslında TBTR, yani kurtarılamayacak kadar büyük, ya da kurtarılamayacak kadar batık!

Kendi gününü kurtarmaya çalışan birinin, kurtarmak için fazla büyük başka birini nasıl kurtaracağını hep birlikte izleyerek göreceğiz.

İmparatorluklar böyledir. 19yy sonlarında Osmanlı İmparatorluğu çok küçük kamu harcamaları için bile Galata bankerlerinden borç almak zorunda kaldığı günlerde, Afrikalı ve Asyalı müslümanlardan gelen yardım taleplerini geri çevirmemiş, elinden geldiğince onlara da yardım etmeye çalışmıştır. O dönemde uzak ülkelerdeki müslümanların Osmanlı'nın gerçek mali durumunun ne olduğunu nereden bilsinler? Onlar da geçmiş durumuna bakarak hala "büyük ülke", "cihan imparatolruğu" olduğuna inandıkları Osmanlı'nın kendilerine yardım edebilecek durumda olduğunu sanıp başvuruyolar, Osmanlı da durumu bozuntuya vermeden elinden geldiğince onlara "abilik" etmeye çalışıyordu. Bugün de başkalarından borçlanarak temin ettiği parayla CITI'yı kurtarmaya çalışan ya da IMF'ye veren ABD'nin yaptığı farklı mı?

Ama bir nokta gelir, mızrak çuvalı deler!

14 Temmuz 2009 Salı

(Keynes) "Usta'nın dönüşü"

Geçen ay Bilgi Üniversitesindeki Skidelsky konferansını dinleyen sekiz köşe yazarından bahsetmiştim. Onlardan (ve not tutanlardan) birinin daha izleyen günlerde köşe yazısında Skildesky'den bahsettiğini yeni farkettim. Tatil nedeniyle gazeteleri takip etmediğim günlerde yayınlanmış, yeni farkettim.

Ustanın Dönüşü
Uğur Gürses
Radikal 26.06.2009
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=942240&Yazar=UĞUR%20GÜRSES&Date=26.06.2009&CategoryID=101

DPJ’s Nakagawa Says Japan Should Diversify Reserves

Japonya'da gelecek ay seçimler varmış ve anketlere göre önde giden muhalefet partisinin lideri, Japonya'nın rezervlerini dolar dışı varlıklara aktarmasını hararetle savunanlardan biri imiş.

http://www.bloomberg.com/apps/news?pid=20601087&sid=aJ.CUWH3_7o8

Acaba, "dolara bişey olmaz abicim" diyenler, dünyanın öbür ucundaki bu tür gelişmeleri dikkate alıyorlar mı?

Japonya'nın muhtemelen 1 ay sonra başbakanı olacak kişinin söylediği şu cümleler dolar için önemli değil mi?

" Nakagawa, 59, said Japan’s government should ask the U.S. to sell debt denominated in yen, so-called samurai bonds, as a way to diversify reserves and promote the globalization of the yen. Japan should also aim to strengthen the Chiang Mai Initiative, an Asia-wide foreign-reserve pool, and seek the creation of an Asian Monetary Fund, he said. "

Japonya'nın muhtemel müstakbel başbakanının söyledikleri şöyle tercüme edilebilir:

1- ABD bizden para istiyorsa tahvilleri kendi "dandik" parasıyla değil, bizim paramızla ihraç etsin ki vadesi geldiğinde reelde kaç para edeceğini bilelim.
2- Ayrıca Japonya, (IMF gibi) Asya Para Fonu kurulması için çaba göstermeli.

Bizim bildiğimiz "patron ABD" Dolar yerine Yen ile borçlan diyenlere "hadi ordan" der, ciddiye bile almaz değil mi? Hatta şimdiye kadar kimse ABD'ye öyle bişey söylemeye cür'et bile edemezdi değil mi? (Hoş biizim bazı göbekten bağlı yalakalaırımız hala düşünemeze ya böyle şeyler söylenebileceğini..) Peki ya yarın birgün kendi parası üzerinden ihraç ettiği takdirde satamayacağını anlayan bi hükümet büyük borç altındaysa, eli mahkumsa ne yapar? Yaşayıp göreceğiz! Boşuna dememişler, denize düşen yılana sarılır diye değil mi?

Ama asıl soru şu: bütün bu gelişmelere rağmen dolar hala ona iman eden bazı köşeli iktisatçılarımızın ümit ettiği kadar sağlam kalabilir mi?

13 Temmuz 2009 Pazartesi

E. Şahinöz: ""Felaket senaristleri" yine iş başında"

Geçtiğimiz hafta gazete yazısını buraya (ve ti'ye) aldığımız arkadaş aynı mealde bir yazıyı Para dergisindeki haftalık köşesine de almış. (Para Haftalık Ekonomi Dergisi 12-18 Temmuz 2009)

Özetle, "dolara bi şey olmaz abicim. Hatta orta vadede dolar yükselecek" diyor. Argümanları önceki gazete yazyısıyla aynı olduğu için tekrara gerek yok. Biz de tarihe not düşüyoruz.

Yazıda sadece "felaket senaristi" kavramı yeni:

"Kronik "felaket senarist"leri yine iş başında. Bunlar doların çok büyük değer kayıplarına uğrayacağını, hatta dolarda yaşanacak sert kayıpların yeni bir küresel krizi tetikleyeceği görüşünde. Hatta doların gelecekte rezerv para statüsünü kaybedeceğini olanların da küçümsenmeyecek kadar çok olduğunu gözlemliyoruz."

Böylece ben de ne olduğumu da öğrenmiş oldum. Eğer tanımı yukarıdaki cümlelerde anlatıldığı gibi ise, ben "felaket senaristi" olduğumu grururla kabul edebilirim.

Evet, ben de;
1- doların çok büyük değer kaybına uğrayacağını,
2- hatta dolarda yaşanacak değer kaybının (yeni değil, zira o sorun çözülmeden küresel krizden çıkış mümkün değil ki!) mevcut küresel krizde yeni bir safhayı tetikleyeceğini (yeni ve uzun bir "tünel"e daha girileceğini!)
3-Hatta doların gelecekte rezerv statüsünü kaybedeceğini,
düşünüyorum. Felaket sebnaristi olmanın gerek ve yeter koşulu bunları düşünmek ise, evet ben tam da oyum!

Hatta bununla da kalmıyorum, bütün göstergeleri ve genel gidişatı hiçe sayarak, anakronik gerekçelerle ABD ve dolar hayranlığının bu seviyesini gösterebilenleri hayretle de seyrediyorum!
İnşallah sağ olursak, kimin ne kadar haklı olduğunu ömür aralığımızda yaşayacağız. Hoş, haklı çıkmak (yani öngörülen felaketin tahakkuku) hiçkimse için hoş olmasa da!.. Ama kötü de olsa olacakları öngörebilmek, cahilce ve sarhoş bir şekilde hız yapmaktan daha iyi değil mi? En azından tedbir alabilir insan bu sayede...

Ya "dolara bi şey olmaz abicim" diyerek hiç bi tedbir almayan, sırtını dolara dayamaya devam edenler ne olacak? Üzülüyorum.



O Erdoğan: "Dolar ne kadar güçlü?"

Pazar günü (12.07.09) Habertürk gazetesinde (HT'nin hala web sitesi yok!) O Erdoğan dostumuz "dolar ne kadar güçlü?" diye sormuş ve "En az ABD kadar" diye cevaplamış. "ABD kadar güçlü" kısmını anlarım da, ABD'den de fazla olabilecekkısmını anlayamıyorum, neyse...

"G-8 toplantısı ile görüldü ki, dolara alternatif rezerv bir paranın, bazı ülkelerin bi araya gelerek birkaç günde ulaşacağı bir karar ile tanımlanamayacağıdır."
(cümle düşüklüğü benim değil!)

Oral dostumuz kusura bakmasın ama, alternatif rezerv paranın sadece bazı ülkelerin bi araya gelmesiyle ve birkaç günde alınacak bir karar ile oluşturulabileceğini iddia eden var mı? Eğer varsa da ben ve bu yönde anlamlı bulduğum çalışmaları yapan hiç kimse bu şekilde olacak demiyor.

Bilakis, "TekPara"cıların temel argümanı, bir sonraki rezerv para biriminin sadece bir ülkenin (ya da birkaç ülkenin) milli para birimi deği, tüm ülkelerin katılımını ve ortak kullanımını gerektiren global bir uluslar-üstü para birimi olmasıdır. Dolayısıyla tanımı gereği sadece (G-8 gibi) bazı ülkelerin değil, tüm ülkelerin katılımını, en azından icazetini gerektirir.

İkinci olarak, farklı bir rezerv para birimine (Tek ParaY) geçişin sadece bir toplantıda alınacak tek bir kararla sağlanabileceğini iddia eden de yoktur. O nedenle tek paraya geçişin 2024 yılında (BW anlaşmasının 80'inci yılı, ve Eliott cycle teorisine göre de döngünün yaklaşık tamamlandığı yıl) olabileceği gerçekçi bir argüman olarak savunulmaktadır. Bu kapsamda, o zamana kadar gerekli hazırlıkların tamamlanması için çalışmalara gecikilmeden başlanması gerektiği öngörülmekte ve 2024'e kadar her yıl New Hampshire'da BW anlaşmasının imzalandığı Mount Washington otelinde yıllık konferansların yapılması öngörülmektedir.

Başka bir ifade:
"Tarih 9 Temmuz 2009; Yer: Prag merkez; 1 Euro alış 19.75 CZK ve 1 Euro satış 26 CZK. Alış ve satış arasında bu kadar fark olan bu kadar haksız rant sağlanılan, arbiraj yapılan bir piyasada etkinlik kesinlikle sağlanmamıştır."

Öncelikle, fiyatların böyle oluştuğu bir piyasada etkinlik olmadığı konusunda şüphe yok.
Ama sadece bu örneğe bakarak euronun rezerv para niteliği konusuna çıkarsama yapmaya gelince durmak lazım. Hele akademik olarak!..

Birincisi, rantın haksız olduğu nereden çıkıyor? "haklı rant" için bir ölçü var mı? (TR'deki kotasyon farkları temel kriter mi? Belki bizimki fazla etkindir! En azından bi de işlem hacmine bakmak gerekmez mi?) Belki de o "haksız rant"ı pek elde edemiyordur Prag'lı döviz büfeleri. Şayet mecbur kalan bi kaç turist dışında kimse o fiyatlardan işlem yapmıyorsa, ortada ciddi bir spread olsa da ciddi birkazanç olmayabilir. Eğer ciddi bişlem hacmi geçmiyorsa o fiyatlardan, bu da farkın geniş olmasını açıklayan bi unsur değil mi? Zira o kadar dükkan işleten, adam istihdam eden Prag'ı döviz büfeleri, arada bir Türkiye'den bi kaç turist gelecek de 3-5 dolar/euro bozduracak diye o kadar düşük marjla o işi devam ettiremeyebilirler!

Doğru "para ticareti" için alıştığımız spreadlere göre biraz geniş ama Oral hoca'nın orada şahit olduğu kotasyonları bütün AB geneline teşmil etmek mümkün mü? Hatta Prag'a bile teşmil etmek mümkün mü? Belki o mesai saatleri dışında (TR'de de aralık hep genişler) gördü o rakamları? Belki gün içinde çok daha düşüktü!
Belki o döviz büfesinde yüksekti, bankaya gitse daha düşüktü!
Belki o gün olağanüstü bir gündü. Malum bazı günler aralıklar açılır ama piyasalar "normal"e dönünce de daralır.
Belki Prag'da öyle ama AB'nin başka şehirlerinde hiç de öyle değil!
Diyelim AB'nin diğer şehirlerinde de öyle, internette marjların o kadar açık olmadığını biliyoruz. En azından euro ve doları bizim büfelerden ya da kapalıçarşı esnafından alırlar, TR'nin kan ağlayan döviz büfeleri de bu vesileyle köşe olur!
Özetle ihtimaller dünya kadar.

Şu ifade de enteresan:

"Çin parası Renminbi (halk dilinde Yuan) de global rezerv para olmaya aday olarak tartışılıyor. Kanaatimizce bu da öngörülebilir bir sürede, tahminen 20 yıl, imkân dahilinde değil. Aslında gözardı edilen durum, renminbi'nin bırakın rezerv para olmayı, öncelikle global işlem gören para olması gerekliliğidir."

Öncelikle bu vesileyle Renminbi-Yuan farkını açıkalayayım: Çin'de (bir çok sosyalist ülkede olan gelenek ile) halkın kullandığı para birimi ile turistlerin kullandığı para birimi farklı. Nedeni basit.

Yıllar önce bizim müzelerin birinde çekilmiş, internette "geyik" mahiyetinde dolaşan bir fotoğraf vardı Fotoğrafı çekilen tabelada, "Giriş: 1 TL, Entance: 2 TL" diye yazıyordu. Bizim bazı uyanık taksicilerimiz de araçlarına binen turistlere her halükarda "gece tarifesi" açarak bu sisteme uyum sağlarlar! Bu farklılaştırmayı köklü olarak yapmanın en iyi yolu, yabancıların (efektif kullanımı sözkonusu olduğuna göre ülkeye gelen turistlerin) farklı bir para birimi kullanmasını sağlamaktır. Bu şekilde dual-ekonomi yaratılabilir. Lafı uzatmayayım, işte Çin'de Renminbi yabancıların kullandığı para, Yuan ise halkın kullandığı paradır! Bu paralar sadece değer ve kağıt olarak farklılaşmaz, üzerlerindeki resimler ve yazılar da farklıdır. Örneğin Renminbi'de Çin'in doğal güzelliklerinden örnekler yabancılara gösterilmeye çalışılırken, Yuan'da sosyalizmin ne faziletli bi şey olduğu Çin'in yerli halkına çizim ve ifadelerle gösterilmeye açlışılır! Keza Renminbiler (daha az sirküle ettiği için belki) daha temiz (koleksiyoncu ifadesiyle "uncirculated-mint" kondisyonda iken, Yuan'lar yıpranmış, yırtık, eskidir. Neyse, konuyuı dağıtmayalım.

Oral dostumuz Yuan'ın önümüzdeki 20 yıl rezerv para niteliği kazanamayacağı kehanetinde bulunmuş. Acaba bu iddialı cümleyi son 1-2 yılda, hatta son 1-2 ayda yoğunlaşan gelişmeleri bilerek ve buna rağmen mi söylemiş, yoksa basitçe "dolara bişey olmaz abicim" kolaycılığı ve izleyen cümledeki "hele bi önce konvertibl olsun, rezervlik geri kalsın" küçümseyici düşüncesiyle mi?

Doğru, henüz Yuan konvertibl değil. Ama Çin'in o konuda son zamanlarda ciddi çalışmaları var ve hukuki bi konvertibilite olmasa da fiilen bi sürü merkez bankası ile ikili swap anlaşmaları ile dış ticarette Yuan kullanımını artırma çalışmaları ve hepsinden önemlisi iradesi çok belirgin değil mi? Dolayısıyla, henüz konvertibl değil ama önce konvertibl olur, sonra da rezerv! Neden olmasın? diyenlere Oral Hoca'nın cevabı ne olur? Zira sadece Yuan'ın henüz konvertibl olmamasına bakarak rezerv olamaz demek, henüz ilkokula devam eden başarılı bir öğrenci "ben büyüyünce doktor olacağım" dediğinde, "hele sen liseyi bitir!" diye terslemek gibi değil mi? Sanki o bilmiyor mu önce liseyi bitirmesi gerektiğini? Ya da, ne olacak önce ilkokulu, sonra liseyi, ardından üniversiteyi bitirir, ondan sonra da doktor olur. Henüz ilkokulda olması "doktor olamayacağı" anlamına gelmez ki! Sadece sürecin nasıl işleyeceğini gösterir, o kadar!

Nedense son zamanlardaki tartışmalarda doları savunanlar sadece değişim sürecinin zaman alacağına ya da değişimin zor olacağına bakarak (aksi yöndeki tüm çabaları gözardı ederek), bu nedenle hiç olmayacağı sonucuna varabiliyorlar. Enteresan değil mi?

Anlamadığım diğer bir cümle:

"SDR'ın öne çıkması ise, yine doların gücüne işaret edecektir."

Allah allah. Neden ki? Daha önce pazarın tamamına sahip (tekel) olan biri daha sonra sadece bir kısmına razı olunca bu güç gösterisi mi oluyor, yoksa güç kaybının kabulü mü?
Kaldı ki, SDR next rezerve currency olsun diyenler "SDR'ın mevcut komozisyonu aynen korunsun, o şekilde rezerv olsun" mu diyorlar? Çin'in önerisi Yuan'ın DA SDR'a dahil edilmesi ve her biri %20paya sahip 5 para biriminden oluşması değil mi? Eğer SDR'da doların payı "SDR rezerv olsun" diyenlerce önerildiği gibi diğer 4 birim gibi %20 olacaksa, bu dolar için güç gösterisi mi olacaktır?

Bu arada, Oral Hoca yakın tarihte Prag'a gitmiş, hayırlı işler!


Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.