30 Ekim 2009 Cuma

Gerçekleri doğru algılama engelleri: home bias, being politically correct...

Bu haftanın ilk üç günü İMKB'de ilgilisi için önemli bir konferans vardı.

ABD'nin SPK'sı SEC ile Türkiye'nin SEC'i SPK'nın ortaklaşa organize ettiği konferans, 26-28 Ekim 2009 tarihleri arasında İMKB Konferans salonunda yapıldı.

Konferansın bana göre en güzel oturumları, 2009 içinde patlayan en önemli "ponzivari" iflaslar olan Madoff ve Stanford örnek olaylarının denetim detaylarının anlatıldığı Rose Romero'nun 27 Ekim'deki oturumu ile Thomas Biolsi ve Bruce Karpati'nin konuşmacı olduğu oturumlardı. Çarşamba sabahı yapılan rating kuruluşlarının anlattıldığı oturum da öğreticiydi.

Bu yıl ikincisi yapılan bu konferansın geçen yıl yapılanında, o yıl (kriz batıkları henüz patlamadığı için!) henüz "taze" bir konu olan Enron olayı tartışılmıştı. kriz nedeniyle ortaya çıkan yeni batıklar nedeniyle enron hikayesi artık demode oldu!

2008 sonu ile 2009'da ortaya çıkan Stanford ve Madoff olayları dinlerken, aklıma şu soru geldi: geçen sene Enron'u konuşuyorduk ama daha sonra ortaya çıkan bu Ponzivari batıklar Enronu unutturdu. Acaba seneye bu konferans tekrarlanırsa (önümüzdeki bir yılda ortaya çıkacak!) hangi ponzivari olayları konuşuyor olacağız? Daha önemlisi, seneye konuşacağımız olaylar, Madoff'dan (52 milyar dolar) büyük mü olacak, yoksa Stanford'dan (8 milyar dolar) küçük mü?

Rose Romero'ya sordum bu soruyu ama kısaca "Allah bilir" diye cevapladı. Daha sonra Thomas Biolsi de üstüne alınarak cevaplamaya çalıştı, düzenleyici otoritelerin ellerinden geleni yaptığını, yine de sorun çıkabileceğini ama ortaya bi sorun çıkarsa bunun düzenleyici eksiklikten olmayacağını, 11 bin küsur hedge fondan tabi ki sorun çıkabileceğini ama fazla büyük olacağını düşünmediğini, geçen yılki satış dalgalarından ders alındığını, ABD hükümetinin de iş üstünde olduğunu ciddi soruna izin vermeyeceğini, sistemin sağlam olduğunu falan söyledi. Özetle, seneye daha ilginç olaylar çıkmaz, yine Madoff'u konuşuruz demeye getirdi. İnşallah, dedim ben de!

Benim de aklıma home bias ve politically correct kavramları geldi, bu sorunun cevabını dinlerken. Balık derya içre yaşar, ama deryayı bilmezmiş. Amerikalılarda çok bariz bu son dönemde bu, fazla içinde olmaktan dolayı büyük resmi görememe durumu. Belki de mezarlıktan geçerken ıslık çalmak gibidir, söyledikleri. Kötü düşünmeyeleim, kötü olmasın babında...

Konferans sırasında bi şey demedim ama bilahare cevap veren konuşmacıya şunu söyledim: Bir doktorun çok, çok iyi olması, yaşı 90'ın üzerinde olan ve yıllardan beri zaten kanser olan bir hastanın bir de domuz gribi veya HIV gibi bağışıklık sistemini çökerten yeni bir hastalığa yakalnamsı durumunda hayatta kalmasını sağlamaya yeter mi? Böyle bir manzarada doktora güvenmek aşırı iyimserlik olmaz mı? Çok iyi doktorların hastaları hiç ölmez mi? Ne kadar da güveniliyor şu ABD hükümetinin gücüne, hastanın ağırlığına bakılmadan...

Hala merak ediyorum. (1) Seneye inşallah sağ olursak, (2) SEC-SPK konferansının üçüncüsü yapılırsa ve (3) izleme imkanı bulursak, bakalım hangi yeni olayların masaya yatırıldığını göreceğiz? Heyecanlı bir bekleyiş değil mi?

Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.