25 Ağustos 2009 Salı

Bu kriz LİKİDİTE krizi mi, BATIK krizi mi?

Geçen yıldan br bir likidite krizi lafı dolaşıp duruyor. Çok kişi de bunu üzerinde fazla düşünmeden, tekerleme gibi tekrar ediyor. Nedir likidite krizi? malı mülkü olan ama acil nakit ihtiyacı ortaya çıkınca cebinde hazır nakdi bulunmayan "zengin ama nakitte olmayanların" krizi. Böyle durumlarda acil ihtiyaç duyulan nakdi verirsizni, daha sonra likit olmayan varlıklar nakde dönüştürülünce de alacağı tahsil edersiniz, olur biter. Peki ya nakde sıkışık olan geröekte batıksa? Bugün likidite sorunu yaşadğını düşünerek para verdiğiniz kişi/bankanın gerçekte o parayı iade edecek varlığı yoksa?

Peki bu kriz hangi duruma daha çok benziyor? FT'de çıkan makalesinde Rubini de aynı soruyu sormuş ve bu kriz likidite krizi değil, borcu ödeyecek varlığa sahip olmama (=batık olma) krizi demiş. Ancak batıkların zararları kamulaştırıldığı için henüz durumun tam anlaşılmadığını eklemiş. Şu cümle daha önemli: "bu durum bankaların kredi vermesini, tükecilerin tüketmesini, şirketlerin de yatırım yapmasını engelliyor".

Ancak bunu sadece Rubini'nin söylediğini de düşünmemek lazım. Mart ayında Anna Schwartz da hemen hemen aynı şeyleri söylemiş ve fiilen batık bankaların batmasına izin verilmesi gerektiğini savunmuş.

"Dibi bulduk, ışık göründü" demeden önce bunları bi kere daha düşünmek lazım sanırım.



Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.