22 Temmuz 2009 Çarşamba

İ. Altınbaş: "Altın için 1000 dolar bile fazla"

Bugün CNBC-e'de Yatırımcı Kliniği'nin (11:10) konuğu olan Altınbaş Kuyumculuk'un patronu;

"Altın 1000 doları aşmaz. Bu seviye bile altın için çok yüksek. Olması gereken 600-700 dolar civarında" mealinde açıklamalar yaptı. Spiker geçtiğimiz günlerde, "altının önümüzdeki yıl içinde 3-4 kat artabileceğini" öngören Amerikalı stratejistin öngörüsünü hatırlattığında da, "internette ahkam kesmek bedava, her türlü saçmalık söylenebilir. Ağzı olan konuşuyor" türünden bi yorum yaptı.

Kıymetli maden sektörünün içinden önemli bir oyuncu sıfatıyla "altının 1000 doları aşmayacağı" kehanetini yaparken dayandığı mantık;

"Eğer altın 1000 doları aşarsa kimse altın alıp satmaz, dünyada altın piyasası 3-4 büyük oyuncunun elinde, hatta %50-60'ı tek oyuncunun kontrolünde. İşlemleri tümüyle durduracak fiyatları istemezler. Onun için fiyatların işlemden caydırıcı, ticareti öldürücü seviyelere yükselmesine izin vermezler" şeklindeydi.

Esasen, "altın fiyatlarının işlemden caydıracak, ticareti öldürecek seviyeye kadar yükselmemesi" gerekçesi mantıklı. Ama bu, "altın 1000 doları aşamaz" demek için yeterli değil ki! Zira altın asla 1000 doları aşamaz demek, doların satınalma gücünün bugünkü seviyede sabit kalacağı varsayımıyla anlamlı olabilir. Peki ya dolar bugünkü satınalma gücünü yarın kaybederse?

İkincisi, dünyada altın piyasasının 3-4 büyük oyuncunun kontrolünde olması nedeniyle arz bakımından oligopol piyasasından bahsedilmesi, konunun sadece tek (=ARZ) tarafı ile ilgilidir. Oysa bilindiği üzere fiyatı sadece arz belirlemez, fiyat seviyesinin belirlenmesnde TALEP de önemlidir. Malum, fiyat; arz ile talebin buluştuğu noktada oluşur. Arz tarafını 3-4 oyuncu belirliyor olabilir ama talep tarafında 6 milyarlık dünya nüfusu var! Talep tarafını oluşturan dünya nüfusunun gittikçe daha büyük kısmı (bütün somut göstergeler aksini işaret etse de) "değerli" olduğu iddia edilen yeşil boyalı kağıtlar yerine artık sarı madeni daha çok tercih etmeye başladığında arz tarafındaki oligopolün "aman fiyat artmasın" diye uğraşmasına gerek var mıdır? Emtia fiyatlarında geçen yıl yaşanan balondan sonra 1-2 kıymetli maden dışında hepsinin fiyatı gerilerken sadece sarı ve parlak madenin fiyatının gerilememesi yeşil kağıttan kaçmaya çalışan birilerinin yönelmesi nedeniyle değil midir?

Bugün CNBC-e'de o yorumları seyrederken onu düşündüm. Kuyum sektörünün içindekiler altın fiyatına sadece "ticareti durduracak seviye" ekseninden (tek boyuttan) baktıkları için o yorumları yapıyorlar. Ama bakmadıkları eksen daha var: ölçü biriminin büyüklüğündeki muhtemel değişim ve altının talep tarafındaki değişim.. Ya bugün "100 cm" olan metre yarın "10 cm" uzunluğunda olursa? Yarın 10 cmlik çıtalara "1 metre" denmeye başlarsa o zaman "o günkü metreyle" çarpılan rakamlar ne olur?

Kıymetli maden ve döviz piyasasını en iyi "okuduğu" varsayılan ve (açığa satış, future, opsiyon gibi) ileri finansal işlemleri OTC olarak kendi aralarında büyük miktarlarla yapabilen bazı Kapalıçarşı esnafının nasıl battığını anlamazdım. Bugün altın fiyatlarına ilişkin değerlendirmeleri seyrederken, eğer bizim Kapalıçarşı ile özdeşleşen kuyum sektörünün tüm mensupları altın fiyatlarına bu şekilde tek boyuttan, "doların ölçü değerinin sabit kalacağı" varsayımıyla yaklaşıyorlarsa, önümüzdeki dönemde bu sektörden bir çok ciddi tacirin, firmanın battığına şahit olabiliriz diye düşünüp, üzüldüm!

Zira altın 3000 dolara çıksa bile o fiyat ticareti öldürecek bir fiyat olmayabilir, hatta TL karşılığı pek değişmeyebilir bile. Hatta ve hatta o günkü 3000 dolarlık altın bugünkü 900 dolarlık altından reel anlamda daha ucuz bile olabilir! Basit çarpma işlemi denklemi. İşte hazırlıklı olmamız gereken bu. Denklemin sadece tek tarafının (çarpılanın) değil çarpanın da değişebileceği durum!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Clicky Web Analytics Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike 3.0 United States License.